AK Parti kanadından tabiri caiz ise telefon yağmuruna ama bundan daha da şiddetli bir mesaj bombardımanına tutuldum. Ağzına sağlık diyeni mi ararsın, az bile söylemişsin diyeni mi ararsın, yazma böyle şeyler düşmanlarını çoğaltacaksın diyeni mi ararsın, aman dikkat et kendine Ahmet diyenimi ararsın…
BAKIN NE KADAR OKUNMUŞ
Eskisi, yenisi, parti teşkilat üyeleri, Ankara’dan arayan küçüklü büyüklü bürokratlar, eski valiler, yeni valiler, kimler, kimler! Bu telefon mesaj trafiğinin sağlamasını yapmak için bu yazıyı yayınlamadan az önce, birinci bölümün okunma istatistiklerine baktım; an itibariyle TİME35 Haber Sitesinde 99.817, TEMİZELLER Haber Sitesinde 91.697. kez okunmuş ilk yazım.
Köşe yazım gazeteci arkadaşlarıma ait 6 ayrı internet sitesi daha yayınladı. Onlarında okunma sayısı en az bir o kadar da vardır. Yani anlayacağınız yazımız kıymetli bir okunma sayısına ulaşmıştı. Bugün itibari ile bu sayının daha da arttığını düşünüyorum. (Allah nazardan saklasın)
SANKİ UZAYLILARA YAZDIM
Millete değil kendine çalışan, yakasına taktığı rozetinden güç alan, kendine emanet edilen makam koltuğu sonrasında güç zehirlenmesi yaşayan, kendi PR çalışmasını yapanlardan yani demek istediğim eleştirilen şahıslardan bir Allah'ın kulu aramadı. Şaşırdım mı hayır! Şaşırmadım hiç. Üstlerine alınmamışlar sanki hani sanki başkalarından söz ediliyor yazdığım yazıda. Sanki ben lafları uzaylı yaratıklara ettim!
GÖZLEMLERİM ŞUNLAR
Biz kaldığımız yere dönelim. AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı bir zaman çizelgesi üzerine oturtulmuş 4 kademeli seçim çalışmasının tamamlanmış olan ilk ikisini; ilçe başkanlıkları ve il yönetiminin yeniden yapılandırmasını yazımın ilk bölümde anlatmıştım.
Bu aksiyon planının 3. ayağını ise İlçe Belediye Başkan adaylarının belirlenmesi oluşturuyor:
İzmir İl Başkanı Saygılı, partinin kazanabileceği ilçeleri hummalı bir çalışma yaparak tespit etmiş. Ama daha fazla emin olmak için ve siyasette bir yol kazasının yaşanmaması için profesyonel bir gizemli ekibe de sağlamasını yaptırıyormuş.
İzmir’in tüm ilçelerini masaya yatırarak belediye başkanlıklarını kazanabilme ihtimaline göre sınıflandırmış. En az 10 ilçe belediyesi kazanmayı hedefliyor.
Kazanabilecek doğru adayları bulmak için büyük çaba sarf ettiğini toplumun her katmanında yer alan insanlar ile görüştüğünü toplumun dinamik yapısını teşkil eden STK’larında görüşünü aldığını gözlüyorum.
Kendi Partisinden eski-yeni yöneticiler, eski ve yeni milletvekilleri, Genel merkezden herkes bir kişiye Başkan adayı olsun diye referans oluyor Bilal Saygılı hiç kimseyi geri çevirmiyor başkan adayı olarak adı kendisine gelen herkes ile görüşüyor. Ön yargısı yok, ayrımcılığı yok, hiçbir adaya Onun adamı bunun adamı diye bakmıyor. İki önemli kriteri bir arada aradığı söyleniyor; Baktığı ilk kriter, bu aday olacak kişi millete mi sevdalı, yoksa kendine mi sevdalı. Yani liyakatli ve işinin ehli mi, toplumda sevilip sayılıyor mu, iyi ahlaklı mı? İkinci kriter ise aday yapılacak kişi Seçimi kazanır mı? Partiyi ileri taşır mı? Sorularının cevabını arıyor.
BAŞKAN SAYGILI’DAN GEÇER NOT ALAMAZ
Şunu unutmadan söylemek istiyorum. Aday yapılacak kişi ile seçimi kazanacağını bilse bile eğer adayın geçmişte defosu varsa bence hiç müracaat yapmasın. Çünkü herkesin huyunu suyunu bildiği İl Başkanı Saygılı’dan geçer not alamaz.
Çünkü Saygılı biliyor ki, seçimler de istenen ve arzu edilen başarı gelmez ise hesabı kendisi verecek. Kayıp durumunda referans olan milletvekilleri ve parti büyükleri bir kenara çekilecek ve İl Başkanı Saygılı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına kendisi tek başına çıkacak.
BAKIN NE DEDİ O KIDEMLİ PARTİLİ
Saygılı’yı iyi tanıyan beden ve iletişim dili konusunda uzman olan kendisinin sözüne özüne güvendiğim ağabeyim ile sohbet esnasında kendisine İl Başkanı Saygılı’yı sorduğumda ‘’Saygılı özel hayatı dışında duygularını işlerine karıştırmaz, İlkeleri ile hareket eder, ilke ve prensiplerinden taviz vermez ve bu ilkeler uğruna zamanında her türlü bedeli ödemiş ve gelecekte ise ödemeye de hazırdır. Haksız olan Babası bile olsa haksızlığa eyvallah etmez. Kendi prensiplerine ve İlkelerine uymadığı için milyonlarca doları elinin tersi ile ittiğine bizzat şahit oldum ‘’ demişti. Saygılı’yı tanıyan birçok kişiden ve firmasından alışveriş yapan insanlardan benzer şeyleri duydum ve benim anladığım kadarı ile Bilal saygılı bu duruma kendisini düşürmez. Kimsenin hatırına kazanamayacak kişiyi aday yapmaz.
CHP SON SÜRAT ADAY ARAYIŞINDA
CHP kendi içerisinde bu kadar kaos yaşıyorken bir o kadar da mevcut belediye başkanı Tunç Soyer dan şikayetçi olması sebebiyle kendi içerisinde aday arayışlarına son sürat devam ediyor.
CHP de isimi geçenler arasında Utku Gümrükçü, Abdül Batur, Murat Bakan, Ender Yorgancılar, Selin Sayek Böke, Buğra Gökçe ve son zamanda ortaya atılan kulis bilgisine göre adaylığını çok zayıf bir olasılık olarak gördüğüm Muharrem İnce.
SÜRPRİZLERE AÇIK BİR SEÇİM
İyi Parti’nin kendi adayı ile seçime gireceği belki de HDP’nin kendi adayını çıkaracağı, İzmirlinin Tunç Soyer’in kötü yönetiminden illallah ettiği bu dönemde seçim sonuçları sürprizlere çok açık hale gelmektedir. Bu konjektür içerisinde AK Parti’de, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı için bir sürü kişinin ismi geçiyor.
PEKİ BU İSİMLER KİMLER?
Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, İzmir Milletvekili eski Spor bakanı Mehmet Kasapoğlu, Mehmet Sepil, Hamza Dağ, adı geçenler arasında. Ama AK Parti Teşkilatı’nın büyük çoğunluğu ve en önemlisi Bilal Saygılı Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ı destekliyor. Bilal Saygılı’nın pek çok yerde konuşmaya mahal vermeyecek şekilde ‘’ Bu konuda takdir Sayın Cumhurbaşkanımızın. Görüşümüz sorulur ise bizim adayımız Genel Başkan Yardımcımız Hamza Dağ’dır’’ dediğini birçok yerden duydum. Saygılı’nın dar çerçeveli bir sohbette ‘’ Teşkilatta çok emeği var. Bizim yıllardır tanıdığımız kardeşimiz. Biz her şeyine kefil oluruz. Ama İzmir Büyükşehir Adayı konusunda takdir Cumhurbaşkanımızın, görüşümü sorarsa adayımız kesinlikle Hamza Dağ’dır’’ diye konuştuğunu anlattılar.
İZMİR’E KADIN ELİ DEĞER Mİ?
Ancak burada bir saptama yapmam gerekirse bana sorarsanız İzmir’e tarihi boyunca bir kadın eli değmedi, bir düşünün ki’ ’yaşadığınız eve aylarca bir kadın elinin değmediğini’’ onun içindir ki İzmir’e mutlaka bir kadın, Anne eli değmeli ve onun şefkatli yüreğinden İzmirli istifade etmeli diye düşünüyorum.
MECLİSE GİTMEYEN AK PARTİLİLER
Yerel Seçim aksiyon planının 4. Ayağını ise meclis üyelerinin belirlenmesi oluşturuyor.
AK Parti’nin 30 ilçe meclisinde 208 meclis üyesi var. Parti içinde meclis üyeleri ile ilgili inanılmaz derecede çok şikâyet var.
Meclis üyelerinden bir kısmı seçildikten sonra meclislere bile uğramamış.
Meclis üyelerinin büyük bir çoğunluğu ise meclis toplantılarında 1 kez bile söz almamış.
Ama en ilginç olanı ise Meclis üyelerinden bir kısmı ise CHP ile iş birliği yapmış ve etik olmayan parti prensiplerine aykırı oylamalarda CHP ile beraber oy kullanarak partiyi yok saymışlar.
Hatta bazı meclis üyeleri o kadar çok ileriye gitmiş level atlamış ki çocuklarını ve akrabalarını Meclis üyesi oldukları CHP’li belediyelerde işe başlattıkları, yakın akrabalarına belediyelerden yer kiraladıkları her yerde konuşulur hale gelmiş.
Bir kısım meclis üyesinin de meclise gelerek imza attığı ve CHP’li meclis üyeleri gibi erkenden salonu terk ettikleri şikayetler arasında yer alıyor.
İmar ile ilgili alınan kararlar ise başlı başına fecaat ve bir tartışma konusu.
İşte bu nedenlerle İl Başkanı Saygılı, meclis üyelerini hassasiyetle önemsiyor ve mevcut meclis üyeleri ile ilgili çok hassas ve titiz bir çalışma yaptırıyor.
Kendisi de aynı zamanda Konak ve Büyükşehir Belediye Meclis üyesi olan Yerel Yönetimlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Hakan Yıldız, İl Başkanı Saygılı’nın talimatı ile bu çalışmaları yürütüyor.
RAPORDA NELER VAR?
Bildiğim kadarıyla hazırlanan raporda şu soruların cevabı aranıyor.
Meclis üyeleri gurup toplantılarına ve meclis toplantılarına katılmış mı?
Kim kaç önerge vermiş?
Kim kaç kez söz almış?
Akrabalarını işe başlatmış mı? Başlatmış ise nasıl başlatmış? Hangi görevde başlatmış?
Belediyelerden akrabaları vasıtası ile yer kiralamış mı?
Belediyelere kendisi veya akrabaları mal satmış mı?
Doğrudan temin ihalelerine ve açık ihalelere aracılık etmiş mi?
Hangi meclis üyeleri tartışmalı ve kamu yararı olmayan imar dosyalarına onay vererek komisyondan ve meclisten oy birliği içinde geçmesini sağladı?
İlçeler ile ilgili raporun neredeyse bittiği ve büyükşehir meclis üyelerini ise bizzat kendisinin de içinde olduğu için kendisinin rapor haline getirdiği söyleniyor.
İl başkanı saygılı onun içindir ki ‘’kırk sefer ölçüyor bir sefer kesecek’’
Burada bir saptama yapmak gerekirse Hakan Yıldız ile de ilgili Meclis üyeleri arasında şüpheler ve itirazlar yok değil.
3 gün önce akşam yemeği için gittiğim restoranda 5 Ak Partili bir arada yemekte idiler. Bunlardan 3 tanesinin büyükşehir meclis üyesi olduğunu öğrendim.
AK Parti Büyükşehir grubunda görev yapan meclis üyelerinin birçoğunun eski İl Başkanı Aydın Şengül tarafından listelere yazıldığını söylediler.
Aydın Şengül görevden alınınca Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın müdahale ettiğini ve Erkan Kandemir eli ile gurup yönetimini oluşturarak grup Başkan vekili olarak da Özgür Hızal’ı görevlendirdiklerini anlattılar.
Bu durumdan rahatsız olan Hakan Yıldız’ın 2020 de oylama ile gurup başkanı olmak için hazırlık yaptığını, dönemin İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin de bunun üzerine gurubun bölünmesini ve ayrışmasını engellemek için bir siyasi formül bularak Hakan Yıldız’ı gurup sözcüsü olarak görevlendirdiğini anlattılar.
Baktım yanımda bulunan meclis üyelerinden ikisi bir daha aday olmayacakları için çok rahat konuşuyorlar. Hemen imar kararlarını gündeme getirdim: ‘’İmar mevzuatının yoğunluk artışını yasaklamasına rağmen Mecliste 11 adet emsal yani yoğunluk artışı getiren plan değişikliği yapılmış ki bunlardan biri Gaziemir’de bulunan 140 dönümlük arazide yapılaşma hakkının 3 kat arttırılması evlere şenlik. CHP’lilerin İzmir’i betonlaştıran ve yüksek bina cennetine çeviren müteahhit dostu kararlar vermesine alıştık ama siz bu kararlara nasıl oy birliği verdiniz merak ediyorum’’ diye sordum.
BU KONUYU AÇMADAN YAPAMAYACAĞIM
Bu konuyu bir parantez açarak anlatmadan geçemeyeceğim:
CHP’li Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ve Başkan Yardımcısı Necati Kırmaz tarafından Gaziemir İlçesinde Hava Eğitim Yolu-Sarnıç Yolu-Akçay Caddesi-İzban Hattı arasında yer alan yaklaşık 140 dönümlük bölgeyi “sanayi” alanından “ticaret” alanına çeviren ve 0.50 olan inşaat emsalini 1,5 emsale yükselten ve de bu kararla yaklaşık 50 bin metrekarelik inşaat alan artışı sağlayan, planı belediye olarak resen hazırlayarak belediye meclisine getiriyor. Gaziemir Belediye Meclisi’nden bu karar CHP’li 9 - MHP’li 2 - meclis üyesinin ret oyuna karşılık, CHP’li 10 üye ve AK Partili 5 üyenin evet oyu ile kabul ediliyor.
ATMACA VE GÖNEN’İN İÇİNE SİNMİYOR
AK Parti Grup Başkanvekili Uğur Atmaca ile aynı zamanda Büyükşehir Belediye Meclis üyesi olan Ali Gönen oylamalara katılmıyor. Çünkü bu karar içlerine sinmiyor yanlışa ortak olmak istemiyorlar.
Bu kadarla da kalmıyor. Aynı karar onaylanmak üzere Izmir Büyükşehir Meclisine geliyor. Burada da İmar kararı CHP’li 1 meclis üyesinin ret oyu hariç, CHP-AK Parti-MHP-İYİ Partililerin kabul oyları ile meclisten geçiyor. Ne var bunda ilk defa mı imar değişikliği yapılıyor? İlk defa mı birileri imar artışı ile rant elde ediyor diyebilirsiniz. Ama durum artık böyle değil. 15 Eylül 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan ‘Rant Vergisi’ adı ile bilinen imar değişikliklerinden oluşan rantın vergi olarak arsa sahiplerince devlete ödenmesini emreden yasal düzenleme yürürlüğe girdi.
Ödenen verginin %25 ‘i ilçe belediyesine %25’i Büyükşehir Belediyesine %25’i Çevre Şehircilik Müdürlüğünün Kentsel Dönüşüm Fonuna %25’i hazineye aktarılıyor. Yani bu plan değişikliğini arsa sahipleri önerseydi 1.5 milyar lira civarında bir vergiyi devlete ödeyecekti. Ama bu yasal düzenleme belediyelere ve devlet kurumlarına bir istisna getirmiş ; düzenlemeyi kamu kurumları yaparsa arsa sahipleri vergi ödemekten kurtuluyor. Devlet bu yetkiyi kentsel dönüşümde kullansın diye veriyor. Halil Arda bu planı belediyeye hazırlatarak sizce kimleri vergi ödemekten kurtarıyor? Kimler bu işe elini kaldırıyor yukarıda yazdım.
Şimdi anladınız mı 1,5 milyar devletin değil kimlerin cebine girecekti?
Ne gezer. Söz konusu bu alanda arazisi olan bakın kimler var ;
Özgörkey Ailesi, Aliberti Ailesi ve AK Parti Eski İl Genel Meclisi Üyesi Niyazi Memur ve kardeşlerinin arazisi var. Arazi sahipleri arasında İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener ve Ticaret Odası Meclis Başkanı Selami Özpoyraz da var. Ancak onların durumu biraz farklı. Gaziemir Belediyesinin hazırladığı plana eklenen plan notu büyükşehirde aynen kabul edilseydi mağdur olmayacak ve hakları korunacaktı. Ancak plan büyükşehirde plan notu iptal edilerek değişiklikle kabul edilince mağdur pozisyona düştüler. Bu nedenle de plana itiraz edip iptal davası açtılar.
AKLIMA DELİ SORULAR GELİYOR
Evet…! Manzara böyle olunca aklıma deli sorular geliyor.
1- Alınacak vergiden Gaziemir Belediyesinin payı olan yaklaşık 375 milyon liradan Halil Arda neden vazgeçti?
2- İzmir Büyükşehir Belediyesi parasızlıktan hak ediş ödeyemezken Tunç Soyer neden bu kadar büyük paradan vazgeçti?
3- Bu konuda aracılık edenler var mı ? Varsa kimler ?
4- Bu plandaki kamu yararı nedir?
5- Bu planın yapılmasından kim veya kimler karlı çıktı. Rant elde etti ? Bu sorular cevapsız kalmaz. Çünkü TEMİZELLER olarak biz bugün tarihe not düşüyoruz. Düştüğümüz bu nottaki soruların cevapları bir gün mutlaka ortaya çıkar.
ÇÜNKÜ BİZE BİLGİ VERMEDİLER
Parantezi kapatarak meclis üyelerinin soruma verdikleri cevaba dönersek ‘’ Bizim meclise gelen yüzlerce gündem maddesinin detayını bilme şansımız yok genel de komisyonlara gelen gündem maddelerinin detayını komisyon üyeleri bilir ve alınan olumsuz kararlar ile ilgili grup toplantısında bilgi verilir, demek ki bu kararlar önemli değilmiş diyerek gülüştüler. Bir kere yakalamıştım ipin ucunu devam ettim sormaya:
Siz grupta bu konuyu görüşmediniz mi yani?
Cevap: Grup Başkanı ve komisyon üyeleri bize tek kelime bilgi vermediler.
Bu cevap beni tatmin etmedi üsteledim: ‘’ Ya nasıl olur CHP grup toplantısında bu konu tartışılmış ve bu konuyu içine sindiremeyen CHP’li üyelerin bir kısmı meclis toplantısına katılmamış.
Cevap: ‘’Biz konuyu oylamadan çok sonra öğrendik ‘’ dediler ve anlatmaya devam ettiler.
Ak Parti Grup Başkanvekili Avukat Özgür Hızal 5 dönemdir imar komisyon üyesi, lise mezunu ve emekli olan Hüsnü Boztepe 4 dönemdir komisyon üyesi, Mimar Ayşegül Duran Türker 4 yıldır komisyon üyesi. ( Özdere imar dosyasına daha sonra değineceğim )
Sanırsınız ki AK parti gurubunda mesleki yeterliliği ve ehil olan insan yok o yüzden bu arkadaşlar komisyon üyesi olmuşlar. Bir tek Ayşegül hanımın teknik yeterliliği var ama o da 9 aylık hamilelik ve bebek bakmaktan 2,5 yıl toplantıların çoğuna gelemedi.
Oysaki Ak Parti meclis gurubunda Şehir Plancısı Selma Kısa, İnşaat Mühendisi Okan Bildirici, Barış Bükülmez, Harita Mühendisi Semih Yalın var. Bunlara ek olarak imar konusuna vakıf tecrübeli Fatih Taştan var. Eski belediyeciler, mesleğin de ehil ve başarılı birçok insan var. Ama bu kişilerin hiç birisini İmar Komisyonuna vermediler.
Ucunu bırakır mıyım;
Neden’ diye sordum. Cevap çok netti;
Bu adamların 3 ortak özelliği vardı
Birincisi işlerini teknik olarak çok iyi biliyorlar ve yaptıkları işte ehil insanlar
İkincisi bu adamları yönetemezsiniz yani boynunu kesseniz yanlış işe ve kamu zararına evet demezler.
Üçüncüsü bu insanların meclis üyeliğine ihtiyacı yok, akçeli işlerle hiç işleri olmaz. Sadece tek düşüncüleri Ak Parti’ye gönül vermiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yürekten inanan insanlar.
Nefes almalarına fırsat vermeden hemen bir soru daha sordum:
Hakan Yıldız konusunda ne diyorsunuz?
Cevap ‘’ Parti teşkilatından gelme, yani emek vermiş konumunu hak ediyor. Ama işin doğası gereği oda grup sözcüsü idi ve bu olaylar yaşanıp olup biterken o ne yapıyordu? buna bakmak lazım. Bu olaylara dahili var mı yok mu?
Bunların cevabını bilmeden daha fazla konuşmak istemiyoruz dediler.
Bu konuşmadan sonra Gaziemir imar rantı konusunu biraz daha araştırdım.
SAYGILI MECLİS ÜYELERİNİ DİNLEMİŞ
Bu konunun basına düşmesinden sonra 5 kadar meclis üyesi İl Başkanı Bilal Saygılı ‘ya gitmiş ve konuyu aktarmışlar. Saygılı konuyu basından öğrendiğini ve konuyu araştırdığını bu nedenle de meclis üyelerini dinlemek istediğini ifade etmiş. Saygılı ‘’Hayatım boyunca devlet malına yani beyt-ül mala zarar verecek bir şey yapmadım yapanı gördüğümde de engel olmak için bugüne kadar elimden geleni yaptım bu nedenle sizden istediğim Beyt-ül Mala zarar getirecek hiçbir karara evet demeyin ve bu kararın bozulması için de ne yapılması gerekiyorsa yapın’’ talimatı vermiş.
Bunun üzerine Gaziemir Belediyesine plan için yapılan itirazların oylamasında Ak Partili meclis üyeleri itirazların kabulü yani planın bozulması yönünde oy kullanmışlar. Aynı itirazlar bu ay İzmir Büyükşehir Meclisine gelecek bakalım AK Parti grubu bu kez bu planın bozulması için gerekeni yapacak mı? Hep birlikte izleyip göreceğiz.
MESELE ŞU SEVGİLİ OKURLARIM
Yani anlatacağım mesele şu Belediye Meclisinde CHP'nin Ak Parti ve MHP'ye karşı ezici bir çoğunluğu var ancak Nemrut’un Hazreti İbrahim’i attığı ateşi söndürmek için su taşıyan karıncanın cevabı insanlık dersi verir mahiyette; 'Evet, bir damla su ile o ateşin sönmeyeceğini ben de biliyorum. Ama en azından safımız belli olsun diye bu gayretin içindeyim'' der. Demem o ki Ak Parti meclis üyelerinin gücü CHP'nin aldığı kararları engellemeye yetmez ama en azından onların kayığına binmeleri de gerekmez. Taraflarını belli etmek onların oy veren İzmirlilere karşı boyun borcudur.
MISIRLI’NIN İTİRAFLARI
Belediye meclis üyelerinden konu açılmışken, Ak Parti’den meclis üyesi seçilip 15 Mart 2023 tarihinde istifa ederek İYİ partiye geçen Fikret Mısırlı’nın iki gün üst üste basına düşen açıklamaları var. Bu açıklamalarında özetle ; İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin denetim komisyonu üyesi olarak 2020 yılı harcamalarını denetlediğini ve bu denetim esnasında bir ilçe belediye başkanı ve başkan yardımcısının İzmir Büyükşehir Belediyesi kuruluşlarına araç, motor yağı ve yedek parça sattığını tespit ettiğini, 5393 sayılı kanunu ;
Madde 28- Belediye başkanı görevi süresince ve görevinin sona ermesinden itibaren iki yıl süreyle, meclis üyeleri ise görevleri süresince ve görevlerinin sona ermesinden itibaren bir yıl süreyle, belediye ve bağlı kuruluşlarına karşı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak taahhüde giremez, komisyonculuk ve temsilcilik yapamaz şeklinde açık hüküm bulunduğunu, bunu denetim raporuna yazmaması için kendisine Ak Parti meclis üyesi HÜSNÜ BOZTEPE ve Gurup Başkanvekili ÖZGÜR HIZAL tarafından baskı yapıldığını hatta rüşvet teklif edildiğini , başka partiden bir meclis üyesinin de aynı telkinlerde bulunduğunu iddia ediyor.
Bununla da kalmıyor denetim raporlarının sonuç bölümünün mecliste okunması gerekirken bütün partilerin grup başkanvekillerinin anlaşarak raporun okutulmadığı yani kamuoyundan saklanılmaya çalışıldığını, CHP’li Başkan ve Başkan Yardımcısının yani beyt-ül mala zarar verecek kamu zararı yaratan kişiler Ak Partililer tarafından korunduğunu ima ediyor.
Mısırlı bu konuyu İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ’ye aktardığını ancak hiçbir şey yapılmadığını ifade ediyor, bunun üzerine konuyu hemen araştırmaya başladım ve tanıdığım ne kadar CHP-MHP-AK Partili meclis üyesi varsa hepsini aradım ve bahse konu denetim raporunu buldum.
İzmir büyükşehir belediyesine bağlı ESHOT’a araç yağı satan kişinin Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ’un şirketi, yedek parça satan kişinin ise Bornova Belediye Başkan yardımcısı Hüseyin Ünal’ın şirketi olduğunu öğrendim, evet gerçekten satmışlar çünkü raporda fatura numaraları açıkça yazıyor.
Bununla ilgili idari ve hukuki süreç devam ediyor. Olay olduğu gün Mısırlı’nın üç Ak Partili meclis üyesini aradığı ve olanları paylaştığı durumu onlarla istişare ettiğini ve ondan sonra denetim raporuna yazdığını iş hukuka sirayet ettiği takdirde onları şahit göstereceği bilgisini aldım. Aynı şekilde İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ’ye telefon ile bilgi verdiğinde şahitleri olduğunu çevresine söylediği ifade ediliyor.
Buraya kadar her şey gayet medenice, Fikret Mısırlı açıklamalarını açık bir şekilde yapıyor, eğer bir yanlış varsa iddiaya konu kişiler bunu hukuka taşıyarak hak arayacaktır.
Mısırlının açıklamaları ilk anda gönlümü ısıtsa da aklım gönlüme itiraz ediyor:
İlk İtirazım:
Açıklamanın manidar olan zamanlaması, Fikret Mısırlı’nın bu açıklamalarını Ak Parti’den istifa ettiği gün neden yapmadığı; CHP-İYİ parti ittifakı o gün devam ettiği için olabilir mi? İYİ Parti’nin CHP ile ittifak yapmayacağının netleşmesi üzerine bu açıklamaları yapması bana buram buram siyaset kokuyor. Yani zamanlama manidar. Açıklamasında bahsettiği etik değerler ve erdemli karakter tablosunu bir anda silip götürüyor.
İkinci itirazım açıklama verilmeyen isimlere;
Açıklamasında kullandığı üslubu da doğru bulmuyorum. Belediye Başkanı ve Başkan Yardımcısının röportajda adını vermeyerek 30 ilçe belediye başkanını ve başkan yardımcılarını töhmet altında bırakıyor.
İkincisi başka partiden bir meclis üyesinin de telkinde bulunduğunu söylüyor. Ancak bu kişinin şu anda üyesi olduğu, İYİ Partinin meclis üyesi üstelik Gurup Başkanvekili Kemal Sevinç olduğunu söylemiyor. Yani açıklamasının içindeki isimleri gizliyor.
ÜÇÜNCÜ İtirazım söylediği ile yaptığının çelişmesinedir
Açıklamasında ‘’ İYİ Partinin yanlışı olursa o gün istifa ederim ‘’ diyor. Ama kendisine rapor konusunda telkinde bulunan yanlışı örtmeye çalışan kendi partisinin gurup başkanvekili,
….ve sen bunu bile bile bu partiye geçiyorsun. ‘’Bu ne yaman çelişki anne’’ şarkısı aklıma geliyor.
Benim için esas kadar usul de önemlidir. Fikret Mısırlı’nın yaptığı açıklamalara mesafeli durmamın sebebi usul hataları, çelişkiler, açıklamanın zamanlaması ve açıklamanın içinde gizlenen isimler olmasıdır.
Mısırlı iddialarına devam ediyor ve diyor ki; Bornova Forum karşısında bulunan konut imarlı araziye yasal düzenlemelere aykırı olarak benzinlik ruhsatı verildiğini söylüyor ve yine haberleri olmadan komisyonlardan oybirliği ile geldiği için meclisten de oybirliği ile geçtiğini ifade ediyor.
Yapılan itirazlar esnasında konudan haberdar olduğunu söylüyor. Söylediği kısmen doğru. Çünkü konuyu Mısırlı’ dan daha önce diğer Ak Partili meclis üyeleri öğreniyor ve neredeyse hepsi grup toplantısında itiraz ediyor. Mısırlı itiraz edenlerden sadece birisi; kendini başrol oyuncusu olarak lanse etmesi yine bir usul hatası.
Bu arada Hüsnü Boztepe ile ilgili ima ettiği ‘’şaibe iddiasını’’ gerçekten mecliste söylemiş meclis tutanaklarında buldum. Ayrıca Hüsnü Boztepe’nin tüm Ak Parti grubunun kabul oyuna karşılık CHP ile beraber ret oyu kullanmasını ve bunu da söz alarak CHP ile birlikte ret oyu kullandığının tutanaklara geçmesini istediğini söylemesini meclis toplantı görüntülerinden izlerken hem hayrete hem de dehşete düşerek izledim ve aklıma yine deli sorular geldi.
YİNE AKLIMA DELİ SORULAR GELİYOR
Ben böyle durumlarda gazetecilik refleksi olsa gerek hemen sorular sormaya başlıyorum.
Kerem Ali sürekli bu iddiaları biliyordu neden gereğini yapmadı?
Yerel yönetimler başkanı neden alel acele değişti?
Ak Parti grubu madem bu kadar şikayetçi, komisyonlar seçilirken neden değişim istemedi?
Bildiğim kadarı ile bu komisyonlar seçimle oluşturuluyor, eğer söylenenler doğru ise bu kadar hata yapan Özgür Hızal’ı siyaseten kim veya kimlerin koruduğu?
Ak Parti tüzüğüne göre her yıl seçilmesi gereken bu grup yönetimini neden ısrarla hala seçtiklerini Ak Parti meclis üyelerine sormak istiyorum?
Hüsnü Boztepe’nin bu kadar pervasız ve parti disiplinine aykırı davranabilmesine kim veya kimler göz yumuyor?
Hüsnü Boztepe’nin bugüne kadar yaptığı kasıtlı siyasi aykırılıkları kim neden sineye çekiyor?
Sosyal medya da görüntüsü çıkan ve en ufak Ak Parti disiplin kurallarına uymayan koca ilçe başkanlarını görevden alanlar Hüsnü Boztepe’ye neden dokunamıyor?
Ak Parti içerisinde başka meclis üyeleri de aynı bu şekilde davranırsa ne yapılacağını merak ediyorum.
Bu pervasızlık emsal teşkil etmiyor mu?
Gazetemiz herkese açık bu konularda söyleyeceği olan herkesi dinlemeye ve burada yer vermeye hazırım.
Bildiğiniz gibi AK Partide yerel seçimlerle ilgi adaylık süreci başladı ve 23 Kasım müracaatların son günü. Tabii bu parti içi çalışmalar için belirlenmiş bir süre, aday listeleri seçim kuruluna verilene kadar parti yönetimi ihtiyaç duyduğu aday adaylığına müracaat etmeyen kişileri de isterse aday gösterebiliyor.
Bu ayın son haftasında ilçe belediye adaylarının pek çoğunu kendi kafasında belirlemiş olacak. Bu belirlediği adayların onayını da sırasıyla Genel Merkez ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan alacaktır. Belirlediği adayların ön çalışma yapması için zaman kazanmak isteyecektir. Ancak bu adayların ne zaman resmen açıklanacağına parti genel merkezi ile görüştükten sonra karar verecektir.
Yazımın ikinci bölümü de böylece bitmiş oluyor.
Yazımın üçüncü bölümünü ise Kasım ayı sonunda yayınlayacağım. Milletvekillerinin çalışmaları,
Vekillere teşkilat nasıl bakıyor?
En önemlisi vekilleri meclise gönderen halk bu vekillere nasıl bakıyor?
Hangi vekillere halk ulaşamıyor?
Saygılı ’ya kimler neden FETÖ’cü iftirası atıyor?
Saygılı’nın il başkanlığına kimler neden karşı çıktı?
Saygılı ailesine kimler neden FETÖ’cü yaftası yapıştırmaya çalıştı?
İsim isim belgeleriyle bir sonraki yazımda açıklayacağım
Aralık ayında yazacağım yazılar ile de hem CHP’nin hem de İYİ Parti’nin için de yaşanan olayları gündeme getireceğim. Adaylık savaşları inanılmaz siyasi ayak oyunları, kim kime çelme taktı, kimler kimleri nasıl oyun dışına attı, kimler dosya takipçiliği yaptı, kimler devletin ve milletin malına çöktü tek tek isim, isim belgeleriyle yazacağım.
Sizden ricam
Bizi izlemeye devam edin…
Sizi kalbinizin sahibine emanet ediyorum.