AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı, CHP Grubu adına verilen önerge üzerine TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmasında, internet ortamında işlenen belirli suçlarla; içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usullerin düzenlenmesine yönelik 2007 yılında yürürlüğe giren 5651 sayılı 'İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun' u hatırlatarak,  Eksik var mıdır? Vardır, birlikte tamamlayalım. Aksayan nokta var mıdır? Vardır, birlikte düzeltelim. "Ama tüm bunları yaparken; devletimizin milletiyle birlikte bölünmez bir bütün olduğunu, itibar cellatlığının prim yapmaması gerektiğini bunun kanunlarca belirlenen müeyyidelere tabi olacağını unutmayalım." dedi. 

AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı'nın TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşma şu şekilde; 

"Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Grup önerisi üzerine AK Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

Değerli Milletvekilleri,

2007 yılında 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” yürürlüğe girdi. Bu kanunun amacı internet ortamında işlenen belirli suçlarla; içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usullerin düzenlenmesiydi.


Peki neydi bu suçlar?
Çok fazla olduğu için ben bunlardan birkaçını sıralamak istiyorum. Çocukların cinsel istismarı Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar. Özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği iddiası.


Peki kararlar nasıl veriliyor?
Her isteyen istediği gibi karar aldırabiliyor mu? İtiraz edilebiliyor mu?

Elbette kararlara itiraz mekanizması var.
Bu suçlar nedeniyle erişimin engellenmesi kararı ancak ilgili mahkemeler tarafından verilebilir ya da kaldırılabilir. Yani hiçbir talep gibi hiçbir karar da nihai değil.

Sayın Milletvekilleri
Buraya kadar söylediklerim işin kanuni boyutuydu. Ama bu konuyu sadece bu boyutuyla değerlendirmek doğru olmaz elbette.
Bu tartışmaların asıl çıkış noktası siyasi ve ideolojik saikler… 22 yıldır Türkiye’de demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğü konularında devrim niteliğinde adımlar atıldı.

Aliağa’ya Denizcilik Uygulama Merkezi kuruluyor Aliağa’ya Denizcilik Uygulama Merkezi kuruluyor


Bu adımlar sayesinde medya sektöründe ciddi büyüme yaşandı, çeşitlilik ortaya çıktı. Her fikir kendini ifade edebileceği bir mecra buldu. Ancak günümüzde sansasyon, kamu yararının önüne geçti. Öyle kalemler, öyle fikirler var ki amacı sadece belli kitlelerin hassasiyeti üzerinden algı oluşturmak, sözde gündem yaratmak. Hız, tıklanma, sansasyon, tiraj, reyting...
Bunların merkeze alındığı, gerçek haberin, kamu yararının ikinci planda tutulduğu bir medya ne ülkemizin kalkınmasına ne de demokrasimizin gelişmesine katkı sağlayabilir. Bugün Türkiye’de, İletişim Başkanlığı marifetiyle bu sorunu çözmek için büyük çaba gösteriliyor.


Dünyada ve Türkiye’de bilgi hızla fiziksel ortamdan dijital ortama taşınırken bu faaliyetlerin düzenlenmesi, kurallar altına alınması kaçınılmazdır. Dolayısıyla mevzuatta yer alan hükümler bu ihtiyaçtan kaynaklı olarak ortaya çıkmıştır. Eksik var mıdır? Vardır, birlikte tamamlayalım. Aksayan nokta var mıdır? Vardır, birlikte düzeltelim. Ama tüm bunları yaparken; devletimizin milletiyle birlikte bölünmez bir bütün olduğunu, itibar cellatlığının prim yapmaması gerektiğini bunun kanunlarca belirlenen müeyyidelere tabi olacağını unutmayalım. Bu duygu ve düşüncelerle genel kurulu saygıyla selamlarım."