İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, kentte yaşanan yangınlarla ilgili Egemenlik Binası’ndaki Çetin Emeç Toplantı Salonu’nda basın açıklaması düzenledi. Birçok vatandaşın mağdur olduğu yangınlarla ilgili polemik oluşturulduğunu söyleyen Başkan Tugay, "5 Ağustos günü, gündüz saatlerinde hızlı yayılmasıyla şehrimizin ve sonrasında ülkemizin gündemine gelen, 19 Ağustos'a kadar devam eden Yamanlar'daki büyük yangın ve eş zamanlı olarak kentte pek çok yerde yaşanan diğer yangınlarla ilgili bilgi vermek için huzurunuzdayım. Bu yangınlarla ilgili pek çok konunun tartışıldığını, halkımızın karışık bir dönemden geçtiğini görüyorum. Objektif verilerle sorunu değerlendirip, geleceğe yönelik kendimize bir yol haritası çizmeye çalışırken, bazı polemiklerin oluşturulduğunu da üzülerek gözlemliyorum. Bilgi kirliliğini gidermek ve akıllardaki sorulara verilere dayalı cevaplar vermek istiyoruz" dedi.
"4 günde 4 bin 300 hektarlık alan yandı"
4 gün süren yangınlarda 4 bin 300 hektar alanın yandığını dile getiren Başkan Tugay, "Hepimizin gündeminde olan Yamanlar'daki yangın, 14 Ağustos akşam saatlerinde, gece 21.00 civarında ormanlık alanda yerleşim bölgesinden epey uzakta başlamış bir yangındı. Bu günlerde sizin de bildiğiniz gibi, havanın sıcaklığı, kuruluğu ve uzun süredir yağmur yağmamasından kaynaklı olarak yangın çıktığında hızlıca yayılabiliyor. Maalesef, bölgemiz bu nedenle sıkça yangınlara maruz kalıyor ve adeta yangın sayılarında rekorlar kırılıyor. Bu yangının da diğer yangınlar gibi ilerleyeceğini düşünerek, normal bir müdahalede bulunulduğunu düşünüyorum. Orman yangınlarında Orman Bölge Müdürlüğü yetkilidir. Bizler, asıl görevimiz olan yerleşim yerlerini orman yangınlarından koruma görevimizi yerine getirdik. Bu yangında da müdahalemiz bu şekilde başladı. Ancak 15 Ağustos günü rüzgarın kuvvetli esmesi ve hızla yön değiştirmesi sonucu yangın hızla ilerleyerek bazı yerleşim bölgelerini etkiledi. Şehrimizde itfaiyenin kaydettiği 249 yangın vardı. Bunların 20'si orman yangınıydı. Bu yangınların en büyüğü Yamanlar bölgesinde olanıydı. Bu yangında bizim hesaplamamıza göre 2 bin 966 hektar alan yandı. Bu 4 günde tüm yangınları topladığımızda 4 bin 300 hektar alanın yandığını hesapladık. Bunların bir kısmı orman alanı, bir kısmı mera, bir kısmı makilik, bir kısmı ise zeytin ağaçlarının bulunduğu alanlardı" dedi.
"Bu yangınlara bin 577 personelimizle müdahale ettik"
Yangınlarda itfaiye personelinin zorlu bir mücadele verdiğinin altını çizen Tugay, "Yangınlar boyunca itfaiyenin ne yaptığı ile ilgili net bilgilere ulaşmakta zorluk çekildi. Yangınların özellikle çokça alanda gerçekleştiği o karmaşık ortamda, itfaiye personelinin hangi müdahaleyi yaptığını izlemek zor olabiliyor. Ancak itfaiyemizin çok zorlu bir mücadele yürüttüğünü söylemek isterim. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu yangınlara bin 577 personelimizle müdahale ettik. Bunların 730'u itfaiye personeliydi. 10 ilimizden destek geldi. Bize yardım için araçlarını ve personelini gönderen belediyelerimize yürekten teşekkür ediyorum. Ancak en büyük teşekkürü bizim itfaiye personelimiz ve görevlilerimiz hak ediyor. 8 itfaiye erimiz bu yangınları söndürme sırasında yaralandı. Bunların 2'sinde kemik kırıkları oluştu. Kolu kırılan arkadaşımız, kırık kolu ile 1 saat yangına müdahale etmeye devam etti. Böylesine zor şartlarda çalıştı arkadaşlarımız. Yangının olduğu her yerde olmaya çalıştılar. Bazı iş yerlerinin ve konutların yanmasına rağmen kurtardıkları alanların ne kadar çok olduğunu değerlendirmek lazım. Birçok yerde, bazılarını bizzat kendim de gördüm, bir evin çatısına sıçramıştı yangın. Tüm binalara sıçrama riski vardı ve orada itfaiyemiz yangının büyümesine engel oldu. Karşıyaka Küçük Sanayi’de bazı iş yerleri yanmış olsa da, gerçekte sanayi sitesi bulunduğu konum itibarıyla tüm binaların yanma tehlikesi altındaydı. Arkadaşlarımız, dumandan nefes alınamaz bir ortamda iş yerlerinin yanmasına engel oldu. Sancaklı köyü yangının tam ortasındaydı; buralarda neredeyse hiçbir konut etkilenmedi" diye konuştu.
"Öz eleştiri yapmamız gerektiğini düşünüyorum"
Yaşanan yüksek sıcaklık ve kuraklık sebebiyle önümüzdeki dönemde de yangınlarla mücadele edileceğini belirten Tugay, “Yangınlar ufacık sebeplerden çıkabiliyor. Bazı vatandaşların gözaltına alındığını biz de öğrendik. Kimin ne yaptığını tam olarak bilmiyoruz. Piknik yaparken ya da anız yakarken yangınların çokça çıktığını biz de kabul ediyoruz. Burada vatandaşlarımızın farkında olması gereken şudur: Herhangi bir yangın başladıktan sonra dikkatle incelerlerse tahmin edilenden çok daha hızlı yayıldığını göreceklerdir. Bunun sebebi kuraklık, sıcak hava ve rüzgarın çıkmasına sebep olan faktörlerdir. Bunlar, iklim krizinin sonuçlarıdır. Yangınların kolay çıkması ve yayılması tamamen yaşadığımız yüksek sıcaklık ve kuraklıkla ilgilidir. Bu durum, hepimize daha fazla dikkatli olma sorumluluğu getiriyor. Bundan sonra bu yangınlar olmaya devam edecek, istemediğimiz kadar çok yangınla karşılaşmaya devam edeceğiz. Bu, önümüzdeki yılların da sorunu olacak. Bu noktada özeleştiri yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Yangınlar sıkça ormanlık alanlarda çıkıyor, daha sonra hızla yayılıyor. Ormana komşu olan yerleşim birimleri, sanayi siteleri gibi tesisler risk altında diye düşünmek zorundayız. Bu da ormanlık alanlara bitişik yerleşim alanlarında ilave ve etkili önlemler almamız gerektiğini gösteriyor. Tüm yerleşim alanlarını yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini ve yangın koridorları oluşturmak için çalışma yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu, üzerinde çalıştığımız konulardan biri olacak" değerlendirmesinde bulundu.
"Vatandaşlarımızın mağduriyetini karşılamaya çalışıyoruz"
Vatandaşların mağduriyeti konusuna da değinen Başkan Tugay, “Afetler bölgesel olarak gerçekleşiyor. Yaşattığı acılar da yerelde kuvvetli hissediliyor. Bu nedenle yerel yönetimler tarafından afetler yönetiliyor. Bizim de bu kapasiteyi artırmaya ihtiyacımız var. Yerel yönetimlere vermemiz gereken yetkiyi, ekipmanı ve insan kaynağını vermiyoruz. Bunlar, öz eleştiri olarak hepimizin, devletimizin tüm kurumlarının sorması ve cevabını vermesi gereken sorulardır. Yerel yönetimlere aktarmamız gereken kuvvet ve kaynakları aktarmak yerine, şu anki yönetimde tam tersi yapılıyor. Merkezi yönetim, yerel yönetimlere 'Ssiz karışmayın, biz halledeceğiz' diyor. Ülkemizde yangın söndürmede başarısız olmamızdan anlayacağınız gibi merkezi yönetim, afetleri ve yangınları yönetemiyor ve bir işbirliği ve koordinasyondan kaçınıyor. Afetleri koordinasyon ile daha tedbirli karşılayabilir ve çok daha az zararla atlatabiliriz. Bunun için bize gereken şey, Ankara'dan talimat ile bu işlerin yönetilmemesi; vatandaşların yüzünü döndüğü yerel yönetimler üzerinden bu çalışmaların yapılmasıdır. Biz İzmir'de sorumluluklarımız üzerinde çalışarak afetleri göğüslemeye ve vatandaşlarımızın mağduriyetini karşılamaya çalışıyoruz" dedi.
Her bir haneye 50 bin TL nakit yardımı
Yangında evleri yanan vatandaşlara 50 bin lira nakit yardım yapacaklarını söyleyen Tugay, "Karşıyaka’daki yangında 20 tane evin ve 456 iş yerinin yangından etkilendiğini gördük. 10 tane hayvan yaralı olarak kurtarıldı. Bunlar sokak hayvanları kampüsümüzde bakıma alındı. Yamanlar yangınında tahliye edilen vatandaşlardan 53 tane İZELMAN'ın yurtlarına yerleştirildi, onların her türlü ihtiyacı karşılandı. Biz yangında ağır hasar gören, orta hasar gören ve evi kullanamayacak duruma gelen vatandaşlar için her bir haneye 50 bin TL nakit yardımı yapma kararı aldık. Tespitler devam ettikçe yardım yapılmaya devam edilecek. Hijyen ve temel ihtiyaçlarını karışlamak için alışveriş kartları dağıtılıyor bu vatandaşlarımıza. Cumhurbaşkanlığı'nın mağdur olan vatandaşlara ev sözü verdiğini duyduk, memnuniyetle karşıladık. Ama daha önce pek çok örnekte olduğu gibi insanlarımızı uzun yıllar mağduriyetlerine neden olacak gecikme olursa gidermede İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin aktif rol alacağını söylemek isterim. Bu hem evler hem iş yerleri için" diye konuştu.
Uçak açıklaması
Uçak alımı konusuyla ilgili de açıklama yapan Tugay, "Uçak alımıyla ilgili bir konu oldu. Mevzuat gereği belediye şu anda uçak alamıyor. Böyle bir alım yapılabilmesi için Orman Bakanlığı ile protokol yapılması gerekiyor. Henüz bu konuda bir adım atılmış değil. Uçak alımı konusu, yangına havadan müdahalenin yetersiz olduğunu gözlemlediğimiz için vatandaşlarımızın talebi üzerine gündeme gelen bir konu. Buna da birçok vatandaşımız 'uçak, helikopter almıyorsunuz' diye eleştirilerde bulundu. Bırakın uçağı, helikopteri; karadan itfaiyemizin ormanlık alana girmesi ve yangına müdahale etmesi yerel makamların ve Orman Bölge Müdürlüğü’nün iznine tabi. Bu yangında da bunu yaşadık. Bazen bazı noktalara 'siz girmeyeceksiniz' dedi Orman Bölge Müdürlüğü yetkilileri ve itfaiyemiz o alanlara giremedi. Karadan müdahale böyleyken, belediyeye uçak ve helikopter uçurması için izin verilmesi oldukça zor bir şey. Afetlere ve yangınlara müdahalelerin sonradan türetilmiş AFAD gibi kurumlar üzerinden değil, o bölgede 24 saat çalışan yerel yönetimlere yetki verilmesini savunuyoruz. İlk olarak bunu mantık olarak oturtmamız lazım; sonra bakanlık bize derse ki 'bizim elimizde yeterli uçak yok, siz alın uçağı, gerektiğinde sizden destek alalım', genel başkanımızın da dediği gibi gerekli sorumluluğu alırız. Sayın Tunç Soyer döneminde uçak alımı için kampanya başlatılınca bir miktar para toplanmış ancak uçak alınmadığı yönünde eleştiri var. Bu konuda bilgileri arkadaşlarımızdan aldığımızda, yangın sonrası 'İzmir Küllerinden Doğacak' yangın kampanyası başlatılmış. Bu kampanyada paranın kullanılması ile ilgili birçok madde valiliğe bildirilmiş. Ancak toplamda 1 milyon 700 bin TL para toplanabilmiş. Bu rakam uçak alımı için çok yetersiz bir rakamdır. O günkü şartlarda belediye yetkililerimiz o para ile 50 tane römork almışlar yangınlar için. 50 çeşit, toplam 30 bin bitki fidanı alınmış ve 200 dönümlük yere dikilmiş. 2 tane prefabrik yapı alınmış ağaçlandırma hizmetlerinin yerine getirilmesi için. Nerelerde kullanıldığı ile ilgili bilgi valiliğe iletilmiş. Cevabı belli olan soruların insanların kafasında soru işareti oluşturacak şekilde sosyal medyada siyasetçiler tarafından paylaşılmasını etik bulmuyorum" dedi.
Meclis olağanüstü toplanacak
Yaşanan yangınlarda vatandaşların mağduriyetini görüşmek üzere İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisinin olağanüstü toplanacağını vurgulayan Tugay, "AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı bana bazı sorular sordu sosyal medya üzerinden. Halkın gözü önünde mağduriyetlerle mücadele etmek yerine laf kavgasına giriyormuş gibi görünmemek için cevap vermedim, bu tutumu sürdüreceğim. Saygısızca ifadelerle bizi suçlayanları milletimizin vicdanına havale ediyorum. O sorduğunuz soruların cevabı sahada olan herkesin bilgisi dahilinde. Biz, yaptığımız açıklamalar ile bunlara cevap verdik. Benim çağrım şu: Kısır tartışmaların dışına çıkalım, ülkeyi falanca partinin kurumları ile filanca partinin kurumları diye ayırmayalım. Lütfen yardımcı olun, hep beraber İzmir’imizde yeni yangınlar çıkmaması için, çıkan yangınlara en yetkili mücadeleyi yapmak için bir araya gelelim. Yapacağımız konu bu olsun. Halkımız bizden bunu bekliyor. Artık bu milletin sadece bizlerden hizmet beklediğini, her türlü partizanlığın insanların akıllarında bölünmelere neden olduğunu, vatandaşın vatandaşa düşman edilmesinden başka bir işe yaramadığını görün. İzmirli yurttaşlarımıza şu sözü veriyorum: Bundan sonraki her yangında her türlü fırsatı değerlendirerek daha etkili mücadele eden, daha fazla güçlenmiş bir İzmir Büyükşehir Belediyesi görecekler. Bilimle ve akılla yönetmeye devam edeceğiz. Çözüm için sürece dahil olmak isteyen herkese kapımızı açık tutacağız. Hiçbir vatandaşımızı mağdur etmeden, vatandaşlarımız ile dayanışma içinde gerekeni yapacağız. Bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi'ni olağanüstü toplantıya davet ettik. Mağdur vatandaşlar ile ilgili karar alacağız" diye konuştu.
İmara açılmayacak
Yanan alanların kesinlikle imara açılmayacağını söyleyen Başkan Tugay, "Bunu doğru bulmamız mümkün değil, buna izin vermemiz de mümkün değil. Kentimizin konut alanları açısından genişleyeceği alanlar mevcut planlarda yer alıyor. Yeni imara alan açılmasını kabul etmeyeceğiz ve karşısında duracağız. Yanan alanlarda ve şehre yakın bölgelerde yoğun bir ağaçlandırma çalışması en kısa sürede yapılmış olacak. O bölgelerin imara açılması mümkün olmayacak. Bu yolda art niyetli davrandığını gördüğümüz kurumlar olursa, bunu mutlaka halkımız ile paylaşacağız" dedi.