CHP İzmir İl Başkanlığı’nın düzenlediği sözleşmeli memurlara yönelik basın açıklamasında CHP Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun, Veli Ağbaba, İl Başkanı Deniz Yücel ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer AK Parti iktidarına yönelik sert eleştirilerde bulundu.

Konak Meydanı'ndaki Hasan Tahsin Anıt önündeki eyleme CHP Genel Başkan Yardımcıları Seyin Torun ve Veli Ağbaba, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir Milletvekilleri, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP'li ilçe belediye başkanları ile sendika temsilcileri, kamu emekçileri ve partililer katıldı.



YÜCEL: HAKLISINIZ KAZANACAKSINIZ!
Miting havasında geçen eylemde kürsüye ilk çıkan isim CHP İl Başkanı Deniz Yücel oldu. CHP İl Başkanı Yücel, "Türkiye zamlarla, ekonomik buhranla, yoksullukla ve enflasyonla boğuşurken, Cumhuriyet Halk Partisi olarak toplumun tüm kesimlerinin sorunlarına çözüm aramaya, çözüm sunmaya ve halkımızın sesini duyurmaya devam ediyoruz. Bir süre önce 3600 ek gösterge talebiyle ilgili bu alana inmiştik. Yıllar önce verilen sözlere rağmen iktidar, memurları bu konuda oyalamaya devam ediyor. 3600 ek gösterge sözü hala hayata geçmedi ve oyalamaya dönük açıklamaların dışında hiçbir gelişme yok. Bundan yaklaşık 3 ay kadar önce, bir hukuk gaspı ve garabeti yaşayan EYT’liler için de yine bu meydandaydık. Emeklilikte yaşa takılanlar, devletin; haklarını ellerinden zorla almasıyla büyük bir mağduriyet yaşıyorlar. Ve 20 yıldır iktidar olan AKP anlayışı, bu konuda da kör ve sağır. EYT’liler haklarına kavuşuncaya kadar onların destekçisi olmaya, hukuk ve adalet mücadelelerinde yanlarında olmaya devam edeceğiz. Bugün, Türkiye’de aileleri ile birlikte sayıları 500’bini aşan, Türkiye genelinde yaklaşık 113 bin kişi olan yerel yönetimlerde çalışan memurların / kamu emekçilerinin önemli sorunlarını ve beklentilerini dile getirmek için alana indik" dedi.

CHP İl Başkanı, "Türkiye'de ekonomik krizin had safhada olduğu, hayat pahalılığının tarihteki en ağır dönemlerinin yaşandığı bir süreçte, belediyelerde çalışan memurlarımızın-kamu emekçilerimizin, geçmişe yönelik belediyelerle imzalamış oldukları toplu iş sözleşmelerinden kaynaklı, kişi borçlarıyla mağdur edilmesi, bu paraların faizi ile birlikte memurlarımızdan isteniyor olması, insanların karınlarını zar zor doyurdukları, zamlar altında ezildikleri bir dönemde kabul edilemez. Bu konuda iktidar yine büyük bir yanlış, büyük bir zorlama, büyük bir kayıtsızlık ve vurdumduymazlık içinde... AKP iktidarı, her zaman yaptığı gibi maç devam ederken, kuralları değiştirmiş ve bu da 500 bin vatandaşımızı mağdur etmiştir. Avrupa Birliği uyum yasaları sürecinde memurlara tanınan toplu görüşme hakkının; Avrupa Birliği uyum sürecinin sona ermesiyle beraber rafa kaldırılması ve bunun doğurduğu mağduriyetler modern Türkiye'ye yakışmamakta, insan hakları ve uluslararası sözleşmelerle çelişmektedir. Bugün ortaya çıkan ve memurlarımızı zora sokan durum şudur; Uluslararası Çalışma örgütünün sözleşmelerine göre yapılan toplu iş sözleşmeleri, Sayıştay denetimine takılmakta, bunun sonucunda da; hem belediyede çalışan memurlarımıza, hem gerçekleştirme görevlilerine, hem de belediye başkanlarımıza ağır kişi borçları çıkartılmaktadır. Bu borçlar, açıklanan bağımsız istatistiklere göre, çoğu yoksulluk sınırının altında maaş alan belediye çalışanı memurlarımızın ve ailelerinin; ekonomik baskılarla, faiz yüküyle ve ödeyemeyecekleri borçlarla karşı karşıya bırakılması anlamına gelmektedir. Birçok memur, emekliliği gelmiş olmasına rağmen üzerlerine çıkartılan kişi borçları sebebiyle emekli olamamaktadır. Memurlarımızın, fedakarca ve ülkenin bugünkü zor şartlarında, devlete ve millete hizmet etmesinin bedeli; ağır zimmet borçları olmamalıdır" diye konuştu.
CHP İl Başkanı şunları söyledi: Bizi kıskandığı iddia edilen Avrupa toplumlarında emekliler, yaz tatillerini bizim ülkemizde geçirirken, Bizim; 30 yıl boyunca belediyelerimizde hizmet vermiş memurlarımız, kişi borçlarından dolayı, bırakın tatil yapmayı; emeklilik hayalleri kabusa dönmüştür. 10 yıl öncenin rakamlarıyla çizilen yasal üst sınırın hiçbir meşruiyeti kalmamıştır. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki tüm partileri, Ve en başta da AKP iktidarını göreve davet ediyoruz. Belediye memurlarımızın yaşadığı mağduriyet, acil bir şekilde giderilmelidir. Aileleriyle beraber yarım milyonun üzerinde insanın gözü, kulağı bu konuda atılacak çözüm odaklı adımlardadır. “Belediye memuru kamu emekçilerini” kimse yok sayamaz. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmak zorundadır. Özellikle içinde bulunduğumuz ekonomik şartlar göz önüne alındığında, belediye memuru kamu emekçilerimize çıkarılacak kişi borçları, ekonomik krizin faturasını daha da ağırlaştıracaktır. 20 yıllık AKP iktidarının, Yandaş iş adamlarına, 5’li çeteye, belli kişilere çıkarılan özel vergi aflarından, Şehirlerimizi yaralayan imar aflarına; Mafya babalarına çıkartılan özel aflardan, , İhale kanunlarında müteahhitlere göre değiştirilen yasalara kadar, birçok keyfi yasa çıkardığı tüm toplumumuzun malumudur. Böylesine keyfi düzenlemelerin yapıldığı bir dönemde, yarım milyondan fazla insanı ilgilendiren ve uluslararası sözleşmelere göre de doğru olan bir af düzenlemesini talep etmek, memurlarımızın en doğal hakkıdır. Tüm kamuoyuna hatırlatmak isteriz ki; devlet; kişilere özel uygulamalar için değil; toplumu ilgilendiren sorunları çözmek için vardır. Ve çözerken de adaletli olmak zorundadır. Bir diğer önemli konu da, sayıları 10 binleri aşan sözleşmeli personelin kadro ihtiyacıdır. Modern bir dünyanın parçası olduğunu iddia eden, modern bir Türkiye'de iş güvencesi olmayan sözleşmeli memurların varlığı kabul edilebilir bir durum değildir.
Sözleşmeli memurlar için her yıl imzalanan sözleşmeler, Türkiye için bir utanç kaynağıdır. Sözleşmeli memurlarımızın derhal kadroya alınması gerekmektedir. Hem iş barışının sağlanması, hem verimin ve performansın artırılması, hem de, iş güvencesi olmadan, insan çalıştırılmasının önüne geçilmesi için, sözleşmeli personelin kadroya alınması çok ama çok önemlidir. Her yıl yılbaşı gecesi birçok sözleşmeli memurun evinde aynı korku, aynı panik, aynı heyecan yaşanmaktadır. “Acaba 31 Aralık günü iş akdim feshedilecek mi edilmeyecek mi?” Böyle bir korku yaşamak, ne insan onuruna yakışır. Ne de kendi memuruna bu korkuyu yaşatmak; devlete yakışır. Bu insanları ve onların ailelerini işsizliğin bu kadar yüksek olduğu, ekonomik buhranın bu kadar ağır hissedildiği, yaşam şartlarının böylesine zor olduğu bir dönemde, böyle bir endişeyle baş başa bırakmak vicdansızlıktan başka bir şey değildir. Devleti yöneten iktidarlar, memura ve çalışanına zulmetmek, çalışma şartlarını ağırlaştırmak, kölelik düzenine uydurmak için çabalamazlar. Çözüm bu kadar belliyken, defalarca sözü verilmişken, artık insanların işiyle, aşıyla ve geleceğiyle oynamaya son verilmeli ve Sözleşmeli Memur ayıbı sona erdirilmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak iki temel hedefimiz var. Bu ülkede korku imparatorluğuna son vereceğiz. Bu ülkeye toplumsal huzuru ve barışı getireceğiz. Ama Sosyal adalet sağlanmazsa huzur da olmaz, barış da olmaz. Sosyal adaleti de sağlayacağız. Buradan AKP’li yetkililere sesleniyoruz. Eğer memurlara çıkarılan zimmet borçları ve sözleşmeli memurların kadroya alınması konularını, seçim zamanı kullanılacak bir malzeme yada veya tehdit unsuru olarak görüyorsanız, seçim günü geldiğinde en ağır bedeli siz ödersiniz. Memurların ve ailelerinin kaderini, kendinize seçim malzemesi yapmayın. Memura çıkarttığınız zimmet borçlarının, faizleri ile birlikte affedilmesi ve sözleşmeli memura kadro verilmesini, meclise getirin. Bu konuları getirdiğiniz gün, biz tam destek vereceğiz. Siz, CHP’nin bu konudaki kanun teklifini reddettiniz ama biz sizin teklifinizi tam kadro destekleyeceğiz. Varsın bu sorunu AKP çözmüş olsun, varsa bir siyasi rant kaygınız, onu da siz sağlayın. Ama yeter ki memurun zimmet kabusuna ve işsiz kalma korkusuna son verin. Değerli kamu emekçisi kardeşlerim; Mücadeleniz başarıyla sonuçlanana, hakkınızı alıncaya kadar yanınızda olmaya, sesinizi duyurmaya devam edeceğiz. Başta memur kardeşlerim ve sendikalarımız olmak üzere, basın açıklamamıza katılan herkese sevgi ve saygılarımı sunarken, son olarak şunu söylüyorum; Haklısınız kazanacaksınız!’’ diye konuştu.

SOYER: KIRMIZI ÇİZGİMİZ!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de önemli mesajlar verdi. Kamu emekçilerinin haklarının kırmızı çizgileri olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Soyer, "Biz emekçilerin patronu değil yoldaşıyız. Onlara yapılan her ne ise bize yapılmıştır. Sosyal denge tazminatları asla zimmete konu edilemez edilmemeli. Bu tazminatları üst sınırın aşıldığı ve kamu zararının oluştuğu tespiti üzerinden memurlara zimmet çıakrtılması adaletten yoksun tümüyle siyasibir karardır. Ekonomisi çökmüş bir ülkede biz çalışanlarımız insan onuruna yakışan bir hayat sürsün istiyoruz. Sosyal denge tazminatları bu yüzden var. Ülkede ne oluyor. Memurlara zimmet çıkarılıp adalet yerle bir ediliyor. Memurlar üzerinde baskı kuruluyor. Emekliliğini hak eden onlarca yıl vatandaşa hizmet veren emekçileri ikramiyelerinin yarısını alamaz hale getirdiler. Dünyanın en güçlü konumuna ve en bereketli topraklarına sahip ülkemizi yeniden hasta adam haline getirdiler. Bir avuç yandaşın vergi borçlarını affedip emekçilerin alın terlerine göz diktiler yok öyle yağma! Göreceksiniz anayasaya aykırı olan üst sınır uygulaması kaldırılacak ve zimmet kararları iptal edilecek biz omuz omuza yürüdüğümüz birlikte mücadele ettiğimiz sürece kimse bize engel olamayacak. Bir diğer konu 3600 ek gösterge meselesi! Kamu görevlileri ile emeklilerin maaş kat sayısı ve alacağı aylık ücreti artıracak 3600 ek gösterge konusunu 2018’de kendilerine seçim malzemesi yaptılar. Bol keseden vaat dağıttılar aradan 4 yıl geçti 3600 ek gösterge konusu hala çözülemedi. Şimdi yine seçim yaklaşıyor ve şimdi yine 3600 ek göstergeyi gündeme getiriyorlar. Bugün bu konu yeniden masadaysa emekçilerin mücadelesi ve 3600 ek göstergeyi kamuoyunun gündeminden düşürmemesine borçluyuz. Biz söyledik dilerim ki onlar yapacak. 3600 ek gösterge düzenlemesini derhal yapın. Talelerimiz gerçekleşene kadar mücadele edeceğiz çünkü çok iyi biliyoruz ya hep beraber ya hiç birimiz... Soyer konuşmasının sonunda Buca Metrosu için mahkemeden çıkan iptal kararına da değindi ve "Değerli kardeşlerim son olarak şunu söylemek isterim; O metro Buca’ya gelecek, hiç kimse endişe etmesin!" diye konuştu.



AĞBABA: BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ!
Eylemde konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ise “Yapılacak ilk seçimde dostlarımızla, Millet İttifakı olarak iktidara geldiğimizde öncelikle toplu sözleşme hakkı olup grev hakkı olmayan bu ucubeyi değiştireceğiz. Bu savaşta askerin silahına mermi vermemektir. Sizin mücadele ettiğiniz bu konuyu hayat geçireceğiz. Devlet adeta sizden zimmet çıkararak haraç alıyor. Sözleşmeli memur uygulamasını da kaldıracağız. Türkiye’de yoksulluk var, Türkiye’nin sorunu ekonomi ve işsizlik… Ama bunların derdi koltuklarını korumak. Cumhur ittifakı seçim kanunu ile değişiklik getiriyor, barajı yüzde 7’ye indirmek istiyorlar ama istedikleri demokrasiye kurşun sıkmak, örtülü baraj getirmek… Ama bu yasa onları vuracak. İlk seçimde iktidar olacağız. Birleşe birleşe kazanacağız. Sadece çetelerin dostu olan bu iktidarı hep beraber göndereceğiz" ifadelerini kullandı.



TORUN: FELEKLERİ ŞAŞACAK!
CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Gelen Başkan Yardımcısı Seyit Torun da yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: İzmir’in güneşi, sıcaklığı ve aydınlığı inşallah tüm ülkemizi de saracak. İzmir'den tüm Türkiye'nin üzerine güneş doğacak, buna inanıyorum. Memurlarımıza toplu iş sözleşmesini yapan ilk belediye başkanlarından biriyim... O günden bugüne bu mücadele veriliyor ama maalesef öyle bir cebarrut yapı iktidarda ki her geçen gün emeği, örgütlenmeyi gerileten ve emekçiden korkup haklarını elinden almak için her türlü çabayı sarf eden... Ama hiç merak etmeyin, başaramayacaklar. Şu anda bu hakları almış olabilirler, bizi belli bedellere mahkum etmiş olabilirler ama bu vatandaş onlara bir bedel ödettirecek sandıkta ki felekleri şaşacak! O günler de yaklaşıyor, geliyor gelmekte olan... Elbette ki 3600'ü söz verdiler, EYT'yi söz verdiler ama bunlar zaten hepinizin bildiği gibi yalancı! Bunları bir dediği bir dediğini asla tutmuyor. Kendilerinin bir elleri yağda, bir elleri balda, sarayda her şey lüks içerisinde ama vatandaşın gerçeğinden bir haberler! Ama biliyoruz ki bu örgütlü mücadele mutlaka hakkını alacaktır.

AK Partili Bursalı'dan 'Meryem Ana' çıkışı AK Partili Bursalı'dan 'Meryem Ana' çıkışı