Gediz Havzası'nın Türkiye’nin tarımsal üretiminin yüzde onunu karşıladığını ifade eden Başkan Soyer, “Gediz, yalnızca İzmir’in veya Ege’nin değil bütün Türkiye’nin meselesi. Kaybedecek tek bir saniyemiz bile yok. Bunu ancak siyaset üstü bir sorumlulukla, el ele vererek başarabiliriz” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) Yönetim Kurulu Toplantısı’nda İzmir Körfezi'ne akan Gediz Nehri’ndeki kirlilik kaynaklarının sebeplerine dikkat çekti. Manisa ve Gediz Havzası’ndaki sorunların ele alındığı toplantıya; İzmir Valisi Süleyman Elban, EGEV Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, Manisa Vali Yardımcısı Aydın Memük, Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mehmet Güzgülü’nün yanı sıra, İzmir Büyükşehir Belediyesi Şirketler Koordinatörü Ali İhsan Özgürman da katıldı. Toplantıda İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Dr. Güven Eken Gediz Havzası'nın kirliliği ile ilgili yapılan araştırmaları açıkladı.
Gediz Türkiye’nin meselesi
Toplantıda Gediz Havzası’nın kirliliğine dikkat çeken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Ege’nin yaşam suyu Gediz, bölgemiz ve ülkemiz için büyük önem taşıyor. Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye’nin tarımsal üretiminin yüzde onu Gediz Havzası’nda gerçekleşiyor. Gediz Havzası’nda yaklaşık 2 buçuk milyon vatandaşımız yaşıyor. Gediz Nehri, geçtiği her yere yaşam vererek İzmir Körfezi’ne dökülüyor. Dolayısıyla hem İzmir hem de Ege Bölgesi, Gediz Nehri ile etle tırnak gibi iç içe geçmiş durumda. Yazık ki bu yaşam pınarımız, bugün çok büyük bir kirlilik ve susuzluk tehdidi altında. Oysa bu havzada yaşanan her şey hepimizi doğrudan ilgilendiriyor. Gediz, yalnızca İzmir’in veya Ege’nin değil bütün Türkiye’nin meselesi” dedi.
Gediz’in ve Gediz Havzası’nın bu haline seyirci kalamayız
Temmuz 2021’de “Temiz Gediz, Temiz Körfez” sloganıyla Gediz’in doğduğu Murat Dağı'ndaki Karapınar Şelalesi'nden bir yolculuğa başladıklarını ifade eden Başkan Tunç Soyer, “Uzman ekibimizle birlikte Gediz’in doğduğu bu kaynaktan, denize döküldüğü noktaya kadar 1800 kilometre kat ederek, adım adım kirliliğin kaynağını yerinde tespit ettik. Bu yolculuğumuz sırasında Gediz Havzası’nda üç büyük felaketin aynı anda yaşandığını gördük. Birincisi yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı kurutan yanlış ürün deseni. Havzada giderek artan silajlık mısır üretimi ve buna eşlik eden vahşi sulama bu havzayı tümüyle susuzluğun pençesine atmış durumda. İkinci büyük sorun ise havzadaki su projelerinin tasarımında yapılan hatalar. Büyük umutlarla yapılan Gördes Barajı, İzmir’e hedeflenen miktarda su sağlamadığı gibi dünyanın en önemli sulak alanlarından biri olan Marmara Gölü’nün tamamıyla kurumasına neden oldu. Son olarak, bütün bunların yanında Gediz’e zehir akıtıyoruz. Bazı büyük organize sanayi bölgelerinin arıtma tesislerini yasalarda tanımlanan haliyle işletmediklerini üzülerek gördük. Çoğu zaman hiç arıtma yapmadan doğrudan Gediz’e deşarj yapıldığına tanıklık ettik. Kaynağında gürül gürül, tertemiz akan o su, insanla temas ettikçe zehir akmaya başladı. Gediz Nehri boyunca yaptığımız saha çalışmaları ve aldığımız numunelerin analizi neticesinde ortaya çıkan bu tablo, kabul edilemez. Bölgemiz ve ülke ekonomimiz için bu kadar değerli bir su kaynağı böylesine içler acısı bir vaziyette olmamalı. Bu duruma 'dur' demek için herkesin elini taşın altına koyması elzem. Gediz’in ve Gediz Havzası’nın bu haline seyirci kalamayız” diye konuştu.
Doğanın siyaseti olmaz
Vatandaşların ve doğanın zehirlenmesine, havzadaki yaşamın son bulmasına göz yumulmaması gerektiğinin altını önemle çizen Başkan Tunç Soyer, “Gediz Havzası’nda yaptığımız yolculuk sonrasında Gediz Nehri’nin ve havzamızın kurtuluş reçetesini içeren 12 maddelik bir deklarasyon yayınladık. Tarım ve Orman Bakanlığımızın geçtiğimiz aylarda yayınladığı Gediz Eylem Planı’nda bu deklarasyonda yer alan tavsiyelerin büyük kısmının yer aldığını görmek bizi çok memnun etti. İzmir Büyükşehir Belediyesi de 12 maddelik deklarasyon metninde yer alan ve yetki alanına giren konuları bir bir uygulamaya başladı. Doğanın siyaseti olmaz. Gediz’i kirleten her ne varsa ivedilikle ortadan kaldırmalıyız. Hep birlikte atacağımız adımlarla Gediz, Murat Dağı’ndan doğduğu gibi pırıl pırıl aksın istiyoruz. Kaybedecek tek bir saniyemiz yok. Bunu ancak siyaset üstü bir sorumlulukla, el ele vererek başarabiliriz. Bugün EGEV çatısı altında gerçekleşen bu önemli buluşmanın Gediz Nehri’nin uzun yıllardır beklediği dayanışma için çok önemli bir başlangıç olduğuna inanıyorum. Bu eşsiz nehri korumak için tıpkı nehirler gibi birleşerek çalışacağımız günleri büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum. Başkanlık görevlerini yürüttüğüm İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ege Belediyeler Birliği tüm imkanlarıyla bugün temellerini attığımız Gediz imecesine katılmaya hazırdır” şeklinde konuştu.
Manisa ve İzmir ilişkileri EGEV’de masaya yatırıldı
Toplantıda ayrıca Manisa ve İzmir arasındaki ticari ilişkiler de değerlendirildi. Toplantıda söz alan İzmir Valisi Süleyman Elban, “İş bölümü yapmak ve araştırmalarla şehirlerin kendine özgü eksiklerini bulmak gerek. Tamamlayıcı olmak gerek” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Manisa-İzmir arası ilişkilerde avantajları ve dezavantajları EGEV bize çıkartırsa bir yol haritası belirleriz. Bu ilişkileri eğitim, sanayi inovasyon ve başka sektörlerde geniş çapta ele almak lazım. Bu ne valiliğin ne de belediyenin tek başına yapabileceği bir iş değil. Birlik olarak bu işin üstesinden gelebiliriz” ifadelerini kullandı.
Manisa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Özkasap, “Organize sanayi bölgeleri hem ticaretin hem de ihracatın gelişmesi için büyük önem arz ediyor. Ticaret yapan ve bu kadar birbirine yakın olan iki il önümüzdeki dönemlerde beraber neler yapabilir bunları konuşmak gerek” dedi.
İzmir ile Manisa arasında organik bir bağ olduğunu söyleyen eski Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Semra Öncü ise, “Arada bir rekabet olsa da Manisa, İzmir ile bağlantılı. Sorun sadece yol sorunu. Yol yapıldı ancak hızlı trenin İzmir-Manisa arasında gerçekleştirilmesi kolaylık sağlayacak” şeklinde konuştu.