Bilim ve Teknoloji ilerledikçe değişimin ivmesi ve tabiatı da değişiyor. Bir ülkede bulunan siyasi partilerde değişim kültürü kurumsallaşmış ve özümsenmiş ise o ülke hızla kalkınıyor ve dünya üzerinde kabul edilen bir güç haline geliyor. Bir ülkede muhalefetin kalitesi iktidarın kalitesini de belirliyor. Bu minvalde seçim yenilgisinden sonra CHP’ de değişim iddiasında bulunan değişmezlerin ‘’Değişim’’ hareketi başladı.
Bu hafta gerçekleşen kronik ana muhalefet partisi sendromu yaşayan CHP’de 5 Kasım tarihinde gerçekleşen kurultayda 3 yerel seçim, 5 genel seçim ve 2 referandum kaybetmiş Kemal Kılıçdaroğlu kendisi ile beraber bütün seçimleri kaybeden Özgür Özel’ e liderlik koltuğunu bıraktı
2007 yılında Cumhuriyet mitinglerinde ‘’Ordu Göreve’’ diyerek darbe kışkırtıcılığı yapan,
2009 yılında girdiği Manisa Büyükşehir Belediye başkanlık seçimini kaybeden,
2011 yılında milletvekili seçilen ve 2023 yılına kadar CHP gurup başkanvekilliği görevini yürüten, bir önceki seçimlerde ‘’CHP’ye oy verene Traktör bedava’’ ve son seçimden önce de ‘’Altın’’ vaadinde bulunan Özgür Özel CHP’nin liderlik koltuğuna oturdu.
Ancak Özel’in liderlik pelerininin astarında bulunan ‘’değişimciler’’ etiketi ve İmamoğlu icazeti , CHP’nin önceki yönetiminin benimsediği; aile yapısını bozan lezbiyen, homoseksüel ve travesti hakları savunucusu LGBT ‘ye destek politikasını; PKK/ PYD’ nin siyasi temsilciliğini yapan ve bugünlerde yine isim değiştirmekte olan parti ile işbirliğini ; Fetöcüleri yeniden devlete alma planını vb. değiştirecek daha doğrusu kurucu değerleri CHP’de hakim kılacak , Milli ruhu CHP’de yeniden yaşatacak politikalara müsaade eder mi ?
Yoksa partide sadece şekil açısından bir değişim mi olacak kısa zamanda hep birlikte göreceğiz.
Bu değişimin İzmir’i önümüzdeki yerel seçimleri nasıl etkileyeceği de merak konusu, Parti Meclisine ‘’değişimci guruba’’ destek veren 4 milletvekili Deniz YÜCEL, Murat BAKAN, Selin Sayek BÖKE ve Gökçe GÖKÇEN girdi. Kılıçdaroğlu ’nu destekleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Milletvekilleri Mahir Polat ve Rıfat Nalbantoğlu ise her fırsatta Kemal Kılıçdaroğlu ‘nu desteklediler.
Ama yaptıkları hesap tutmadı. Bir de Heval Savaş Kaya gibi riski dağıtmak için iki tarafa da oynayanlar var. Şimdi kartlar yeniden karılacak.
Kılıçdaroğlu ‘nu destekleyen tüm belediye başkanlarının oyun dışı kalması düşünülemez ama en az yarısının değişeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bu arada en rahat olan Belediye Başkanları ise Özgür Özel’i ilk destekleyen Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay ve Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel oldu. Daha sonra destek veren Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce ve Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda’da kendilerini rahat hissedenler arasında.
Büyükşehir Belediye başkanlığı ile ilgili olarak eski Milletvekili Selin Sayek Böke, Milletvekili Murat Bakan, İzmir Büyükşehir’in eski genel sekreteri Buğra Gökçe, Belediye Başkanları Abdul Batur, Cemil Tugay ve Filiz Ceritoğlu Şengel’in isimleri yoğun olarak geçiyor. Ancak hiç kimsenin mevcut belediye başkanı Tunç Soyer’i hafife almaması gerekir çünkü arkasında onu kayıtsız destekleyen Mason locası ve BAL mezunları gibi birçok lobinin desteği var. Anlayacağınız CHP’de rüzgarlar sert esiyor.
İzmir’de Ak Parti kanadına gelirsek
Kendisiyle hiç tanışmam ve karşılaşmam nasip olmayan Bilal Saygılı ile Ak Parti teşkilatı, uzun süredir üzerine serili olan ölü toprağını Saygılı’nın İl Başkanı olması ile atmış görünüyor
Kuruluşundan beri İzmir’de iktidar olamamış ancak bugünlerde ciddi bir yapılanmaya gitmiş küskünleri barıştırmış, eski ve yeni partililer arasında bir ahenk oluşturmuş, onun bunun adamlığına değil sadece dava adamlığını zihinlere kazımak isteyen bir orkestra şefi gibi çalışan Ak Parti İl Başkanı Bilal SAYIGILI hummalı bir çalışma içerisinde görülüyor.
31 Mart 2023 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından çok geniş yetkiler ile donatılarak İzmir İl başkanlığına atanan Bilal Saygılı 14 Mayıs seçimlerini tabiri caiz ise kucağında buldu. Göreve başladığında yapılan anketlerde AK Parti 6 milletvekili çıkarıyor ve 7. Milletvekilinin çıkması çok zor görünüyordu.
Bilal Saygılı’nın Ak Parti il başkanı olması siyaset kulislerinde ciddi bir dalgalanma yarattı. Özellikle son 6 yıllık dönemde Teşkilat kadrolarının büyük bölümünün oturduğu koltuktan güç alan, kendi işlerine daha çok vakit ayıran yöneticiler yüzünden çok sevdiği partisinden uzaklaştırılan veya kendiliğinden uzaklaşan binlerce partili çok sevindi.
Geçtiğimiz süre içerisinde konuştuğum Parti kurucuları, iş adamları, esnaflar, mahalle temsilcileri ‘’ uzun süredir umudu kestikleri ve uğramadıkları Parti binasına coşkuyla gittiklerini ‘’ anlattılar. Bu insanların daha önce söyledikleri sözlerin tamamına yazımda yer verme şansım yok ama en çok söylenen iki cümle hafızama kazınmıştı; İlk cümle ‘’ Bizim partimiz kurulduğunda 7 yaşında olan çocuklar ilkokul-ortaokul-lise-Üniversiteyi okudu şimdi seçtikleri konuda master yapıyorlar. Bizim Parti yöneticilerimiz ve vekillerimiz de aynı süre içerisinde seçim kaybetmenin masterını yapıyorlar. Seçim kazanamadıkları halde çoğu hala teşkilatlarda etkin görevde ya da milletvekilliğine devam ediyorlar ‘’
ikinci cümle ise ‘’Benim partim Türkiye’de seçim kazanıyor ama biz İzmir’de Onun adamı -bunun adamı çekişmesinden havanda su dövüyoruz ‘’ idi. Ama mevcut konfor alanı bozulacak olan, oturduğu makama değer katmak yerine kendi PR çalışmasını yapan en alttan en üst kademeye kadar bütün yöneticiler bu işten hiç hoşnut olmadılar’’
Bu hoşnutsuz tabakayı dinleyince Belediye meclis üyesi bir arkadaşımın söyledikleri aklıma geldi : ‘’ İzmir’de siyaset bir tiyatro biz de figüranlarıyız’’ demişti. Nasıl yani? Anlamadım açık konuş dedim. ‘’ Belediye meclisinde ki kararların % 97 sinden fazlası oy birliği ile alınmış böyle muhalefet mi olur, İmar kararlarına bak ne olduğunu daha iyi anlarsınız ‘’ demişti.
Konuştuğum CHP’li ve İyi Partili siyasetçi ve iş adamlarından Bilal Saygılı’yı tanıyanlar kendisinden saygı ile bahsederek ‘’Her şeyden önce sözünün eri olduğunu, İTÜ makine mühendisliğini derece ile bitirdiğini, başarılı ve yardımsever bir iş insanı olduğunu ‘’ ifade etmişlerdi.
Kulislerde Saygılı ‘nın il başkanlığına adı geçtiği duyulur duyulmaz kendisi ve ailesi ile ilgili gerçek dışı bir linç kampanyası başlatıldı; öyle olmadıkları halde ‘’Fetöcü’’ olarak suçlayıp siyaseten önünü keseceklerini sanmışlardı
Bu yalan kampanyasını kimlerin nasıl ve neden yaptığını hem de işin aslını kısa zaman içerisinde yazacağım bölümlerde detaylı belgeleriyle anlatacağım.
--------------------------------------------------------------------------------------------
Biz kaldığımız yere dönelim. Bilal Saygılı göreve başladığında Yönetimde büyük çaplı değişiklikler yapmadan sadece eksik Yönetim Kurulu üyelerini tamamlayarak yoluna devam etti. Sabah namazı ile çalışmaya başlıyordu,
Ak partinin Mahalle başkanları ile yaptığım görüşmelerde kendilerinin randevu taleplerine gece saat 02.30 için randevu alabildiklerini dile getiriyorlardı.
Yaptığı programlar dışında Günde ortalama 45 kişiye görüşme için randevu veren Saygılı ‘’İş bilenin kılıç kuşananın’’ ata sözünü doğrularcasına, iş insanı olmasının getirdiği avantajla şehrin dinamiklerini ve bütün iş çevresini harekete geçirerek seçim kampanyasında lazım olan her şey daha önceki dönemlerle karşılaştırıldığında hem daha hızlı hem de daha ekonomik en önemlisi daha kaliteli yapılıyordu.
Yönetim kurulunda bulunan özellikle bir önceki dönemden var olan üyeler başkana ayak uydurmakta zorlanıyordu.
Seçim çalışmalarında Cumhurbaşkanı’nın ziyaretinde organize edilen miting İzmir tarihinde Ak Partinin düzenlediği en kalabalık ve coşkulu miting olarak tarihe geçti. 14 Mayıs’ta yapılan milletvekili seçimlerinde AK Parti seçim öncesi kaybettiği oylarla anketlerde 6 milletvekili 7.si çok zor denilen yerde yeniden ivme kazanarak 8 milletvekili çıkarttı.
Başarılı ve sevilen bir iş insanı olan Bilal Saygılı, Anladığım kadarı ile Mart 2024 seçimlerine hazırlanmak için kendisine 4 basamaklı bir aksiyon planı hazırlamış ve bunu bir zaman cetveline oturtmuş.
Ak Partinin yerel seçimde iddialı olacağı veya seçimlere katılmak için istifa eden ilçe başkanlarının yerine 14 ilçeye İlçe Başkanları atadı. İlçe başkanlarını seçerken 800 den fazla görüşme yaptı. Yaşamı boyunca istişare kültürüne inandı. Kimin adamı olduğuna bakmadı, başka bir deyişle AK Parti davasının adamı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adamı olacak insanları ilçe başkanı yaptı. Yeni ilçe başkanlarının bir başka ortak özelliği ise akçeli işlere meyilli olmamaları yani İlçe Başkanlığını kullanarak kazanç sağlayacak işlerle uğraşmamalarıdır. En önemlisi de yeni ilçe başkanlarından hiç birisi Partinin göstereceği Belediye başkan adaylarının paçasından aşağıya çekmeyecek aksine adayı ve partiyi yukarı taşımak için çalışacak insanlar olmasıdır.
Muhtemelen bu planın ikinci basamağı ise yeni il yönetiminin oluşturulmasıdır. Açıklanan yeni İl yönetimi, birkaç cılız eleştirinin dışında gerek Ak Parti teşkilatınca gerekse dışarıdan insanların ezici bir çoğunluğunca olumlu karşılandı. İl yönetiminde; partinin kurucu emektarları, başarılı iş adamları, gençler, gazeteci ve sanatçı her kesimden Tayyip Erdoğan’a ve Bilal Saygılıya inanmış başarılı, dava için çalışan insanlar bulunduğunu görüyoruz.
Eski yönetimde de başkan yardımcısı olan bazı isimler için küçük eleştiriler yapılsa da Eski il Başkanı’na göre hareket etmek zorunda olan bu isimlerin gerçek performanslarının ‘’Bilal Saygılı yönetimi ‘’ altında görülmesi gerektiği için kendilerine biraz avans ( kredi ) verilerek itirazlar geri çekildi. Zaten Bilal Başkanı’n da ayak uyduramayanları derhal değiştirme konusunda kararlı olduğunu yönetime açıkça net bir şekilde ifade ettiğini duyduk. Bu nedenle bekleyip görmek gerekiyor.
Bilal Saygılının İl başkanlığında yaptığı planlamanın kalan bölümleri ve Ak Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayları ve İzmir Ak Parti Milletvekilleri ve yaptıkları çalışmalar hakkında toparladığım bilgi ve görüşlerimi yazının devamı olan ikinci bölümde aktaracağım. Sakın kaçırmayın
Sizi kalbinizin sahibine emanet ediyorum…