Türkiye’yi uluslararası seviyede birçok kez temsil eden ve sayısız başarıya imza atan Göztepe Spor Kulübü'nün milli okçusu Yasemin Ecem Anagöz, Türkiye Okçuluk Federasyonu (TOF) ve Teknik Kurulu’nun almış olduğu yeni karar sonrasında milli takım kariyerini sonlandırmak zorunda kaldı. Bu karardan haberinin olmadığını dile getiren milli okçu Anagöz, “Turnuvalar ve yarışmalar derken yıllardır yoğun bir tempo geçiriyorduk. Ben de mental anlamda yorulduğum ve olimpiyatlara daha iyi hazırlanmak için 1 yıl gibi bir süre izin istedim. Federasyonumuz da bunu olumlu karşıladı ve beni destekledi. Bu olaydan kısa bir süre sonra milli takıma katılmayan sporcuların bundan sonra da katılamayacağını ifade ettikleri bir kuralı hayata geçirdiler” şeklinde konuştu.
“Dinlenmeye ihtiyacım vardı”
2013 yılından beri uluslararası düzeyde birçok başarıya imza atıp ve madalyalar kazandığını dile getiren Yasemin Ecem Anagöz, “Yarıştığım iki olimpiyatta da Türk kadınının gücünü bütün dünyaya temsil etmiş bir sporcu olarak, geçtiğimiz sezon kendimi gerçekten çok yıpranmış ve tükenmiş hissettiğimi Türkiye Okçuluk Federasyonu’na dile getirdim. Yani bu yaşadığım mental blokları nasıl ifade ederim bilmiyorum ama biz sporcuların uzun süre üst düzey performans gösterdikten sonra zaten yaşadığı bir durum bu. Dünyanın birçok yerinde bunun örneği var. Ben de gerçekten kendimi çok kapana kısılmış ve nefes alma ihtiyacı duyduğumu dile getirdim. Daha sonrasında bunu federasyonumuzla görüştükten sonra bir izin dilekçesi verdim. ‘Bu sene milli takımdan izin istiyorum’ diye. Beni bu süreçte desteklediler ve bir eksiğimin oluşması durumunda yardım edeceklerini söylediler. Çok az bir süre geçtikten sonra beni milli takıma almamak adına bir karar aldılar ve ‘Milli takıma herhangi bir sebeple katılmayan sporcular, bundan sonra da katılamayacaktır’ şeklinde bir kural açıklandı” ifadelerini kullandı.
“Benimle iletişime geçilmedi”
Bu kuralın doğrudan kendisi için alındığını da aktaran milli okçu Anagöz, “Biz yetkililere ulaşmaya çalıştık. Bunun sebebini öğrenmek isteyen babama ise ‘Yasemin bizim gündemimizde olan bir konu değil’ açıklaması yapıldı. Benimle kişisel olarak iletişime geçilmeden böyle bir karar alındı ve bana hiçbir şey söylenmedi. 25 yaşındayım, kendi hayatımı da kurmam gerekiyor ve beni sürekli beklettiler. En sonunda; ‘Kamuoyuyla birlikte öğrenirsin’ dediler ve ikinci seferde de bu kuralı yayınladılar. Şu anda böyle bir süreç içerisindeyim, kendi hesabımda bu konuyla alakalı bir yazı paylaştım ve sonra çok sayıda sporcu bana ulaştı. Sadece okçuluk branşından da değil. Hepsinin bana ortak şikayeti oldu. ‘Ben de spor hayatımı bu tip şeylerden dolayı bitirmek, bırakmak zorunda kaldım’ şeklinde. Bilmiyorum, belki kendilerini güçlü hissetmedikleri için bir ses çıkarma şansları olmamış. Çoğu sporcu; ‘Lütfen bu konuda mücadele et, bizim de sesimiz ol’ dediler. Bu gibi yaşanan olayları artık konuşmamız gerekiyor” diye konuştu.
“Tarihte böyle bir kural yok”
Bu durumu sadece kendisinin yaşamadığını da vurgulayan Yasemin Ecem Anagöz, “Sadece okçuluk sporunda da belki yaşanmıyor. Bu birçok branşta yaşanan bir şey ve artık bunun önüne geçmemiz gerekiyor. Bu kural, ben dilekçemi verdikten daha sonra alınan bir karar. Tarihte buna benzer alınan bir kural bulunmuyor. Böyle bir şey olduğunu bilsem, ben de böyle bir karar vermezdim veya derdim ki evet, ben ruh sağlığım adına böyle bir karar veririm. Onu o zaman düşünürdüm ama ben 1 sene boyunca hem kendime maddi yatırım yaptım hem manevi olarak sürekli kendimi motive tuttum. Bu durum spor hayatında gerçekten çok zor bir şey. Ben 1 sene boyunca gece gündüz bu salonda uyuyakaldım yorgunluktan. Olimpiyatlara hazırlanıyorum, takımıma daha güçlü döneceğim diye. Çünkü ben ayrılmadan önce söz verdim onlara, fiziksel ve mental olarak hazır döneceğim. Burada çok çalıştım, tam gücüm yerine geldi. Tam puanlarım yükselmeye başladı ve gerçekten artık dünyada tekrar madalya alabilecek pozisyonda bir performans göstermeye başladığımda bu karar açıklandı” değerlendirmesinde bulundu.
Alınan kararı anlamakta güçlük çektiğini yineleyen milli sporcu, “Eğer bilseydim ben karar verdikten sonra böyle bir kural alınacağını, böyle bir şeye zaten kalkışmazdım. İnsan anlamakta güçlük çekiyor. Neden bana böyle bir kural yapıldı? Hatta özel bir nedeni var mı diye soruyorlar. Özel bir nedeni gerçekten yok. Herhangi bir disiplinsiz bir davranışım zaten olmadı. Milli takıma veya bayrağa aykırı hiçbir davranışım olmadı. Resmi herhangi bir disiplin cezam zaten yok. Onun dışında 2019 yılında hem saha içi hem saha dışı performansımdan dolayı Dünya Okçuluk Federasyonu tarafından dünyanın en iyi sporcusu seçildim. Daha sonra Akdeniz Oyunları Sporcu Komitesine ve Avrupa Oyunları Athletes Liaison’a seçildim. Yani ben saha içindeki başarılarımın dışında da zaten saha dışında da insanlar tarafından takdir gören ve onaylanan bir sporcu oldum. Aynı şekilde federasyon tarafından da takdir dilen bir sporcuydum. Çünkü buralara benim ismimi onlar verdiler. Beni aday gösterdiler ve hep birlikte kazandık. Yani benimle alakalı olumsuz bir düşünceleri yokken daha sonra böyle bir düşünce nasıl oluştu bir fikrim yok” cümlelerine yer verdi.