ÜST MANŞET

Okullara 'imam' atanmıştı... Yargı kararını verdi

Milli Eğitim Bakanlığı ile Diyanet arasında imzalanan ve tepki çeken ‘ÇEDES’ protokolü yargıya taşınmıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; il valileri, il milli eğitim müdürleri ve il müftüleri hakkında yapılan suç duyurusu dilekçesinin ‘işleme konulmamasına’ karar verdi. Avukat Tacettin Çolak, “Unvanlarının başında ‘Cumhuriyet’ olan savcılar bu olayda da maalesef cumhuriyetin savcısı gibi değil, siyasi iktidarın memuru gibi hareket etmiştir” dedi.

Abone Ol

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi kapsamında imam, vaiz ve din hizmetleri uzmanı ile Kur’an kursu hocaları, MEB okullarında ‘manevi danışman’ olarak görevlendirildi. Protokolün ilk uygulamaları İzmir ve Eskişehir’de hayata geçirildi.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDULAR

Cumhuriyet’ten Mehmet Oflaz’ın haberine göre; Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları ile avukatlar; İsmail Sami Çakmak ve Tuncay Alemdaroğlu, ÇEDES protokolünü uygulayan il valileri, il milli eğitim müdürleri ve il müftüleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunu işleme alan Başsavcılık, il valileri, il milli eğitim müdürleri ve il müftüleri hakkındaki dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.

OKULA İMAM ATANMASI ‘LAİKLİĞE’ AYKIRI DEĞİLMİŞ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, yaptığı inceleme ve değerlendirme sonucunda il valileri, il milli eğitim müdürleri ve il müftüleri hakkındaki dosyanın “işleme konulmamasına” karar verdi. Kararda, şöyle denildi:

“Çocuklara ve gençlere milli, manevi ve ahlaki değerlerin benimsetilmesinde destek olmak amacıyla resmi kurum olan milli eğitim müdürlükleri ile müftülüklerin ortak çalışma yürütmesinin başlı başına Atatürk ilke ve inkılaplarına, laiklik ilkesine ve çağdaş bilim ve eğitim esaslarına aykırılık teşkil etmeyeceği gerçeği dikkate alındığında; il valileri, il milli eğitim müdürleri ve il müftülerinin bu süreçte görevlerinin gereklerini aykırı hareket ettiklerine ve ihbar edilen diğer suçları işlediklerine ilişkin iddianın soyut ve genel nitelikte bulunduğu, somut bilgi ve belgeye dayanmadığı anlaşılmıştır.”