Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, bugünkü grup toplantısında 2025’i seçim yılı yapmak için atılacak adımları ve partisinin yol haritasını açıkladı.

Özel, "Cumhurbaşkanı adayımızı belirlemeye kadar yeni bir sürecin ilk günündeyiz. Bugün başlıyoruz" dedi ve adayın 1.6 milyon parti üyesi tarafından belirleneceğini aktardı.

KAVAF CHP'YE KATILDI

DEVA Partisi’nden geçen günlerde istifa eden Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf, bugünkü grup toplantısına CHP'ye katıldı. Kavaf'a rozetini CHP lideri Özgür Özel taktı.

Kürsüde bie konuşma yapan Kavaf, şu ifadeleri kullandı:

"200'li yılların başında siyaset kurumunun ülke meselelerine çözüm üretemediği bir dönemde demokrasi, hukukun üstünlüğü sürecine bir katkı sağlayabilir miyim diye siyasete girdim. Bugün yine adalet arayışı sürüyor. Beni sizlerle bu çatı altında bir araya getiren Genel Başkanımız Özgür Özel'e, bana güvenen ve cesaret veren herkese teşekkür ediyorum. Yol arkadaşlığımızın kalıcı dostluklara dönüşmesini temenni ediyorum."

"SAATLER SONRA GERÇEK RAKAMLAR AÇIKLANDI"

Özel'in grup toplantısında yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:

"Geçen hafta hepimizin yüreğini dağlayan bir süreçte ne partiye katılım ne grup toplantısı düşünebilirdik. Tereddüt etmeden toplantımızı iptal ettik. Grubumuzu Kartalkaya'ya gönderdik. Biz de Kartalkaya'ya doğru hareket ettik. Rakamın 60'ın üzerinde olduğunu biliyorduk, ama yetkililer açıklasın dedik.

Biz bunu öğrendikten saatler sonra gerçek rakamlar açıklandı. Neyi bekliyorlardı? Rakam 78, 36'sı çocuk ve beklediğimiz bir partinin Ankara İl Kongresi. Başka bir partinin rozet töreni. O an hepimiz nasıl bir muhataplık içinde olduğumuzu anladık. Bir partinin kongresinin bir ülkenin yasının önüne geçebildiğini öğrendik.

"SORUMLULUK BİZZAT KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞIDIR"

Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz sorumlular kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, görevi, makamı, mevkii ne olursa olsun, kimin nesi olursa olsun hakkaniyetli, şeffaf bir soruşturma yürütülerek cezalandırılmasına taraftık, halen daha tarafız.

Meseleye başından beri böyle bakıyorduk, böyle bakmaya da devam edeceğiz. Ama bir yandan algı operasyonu yapmaya çalışanlar, yangından 36 saat sonra belediyemizi zan altında bırakmak için 2007 tarihli AK Parti döneminde verilen bir belgeyi servis ettiler.

AK Partili Dağ’dan Özel’e ‘Gezi Parkı’ çıkışı AK Partili Dağ’dan Özel’e ‘Gezi Parkı’ çıkışı

Bu rezillikleri ortaya çıkınca bu kez cepheden doğru haber versin diye Gazi'nin kurdurduğu Anadolu Ajansı'nı hepimizin maaşlarını vergileriyle ödediğimiz TRT'mizi alet ederek yangın, otelin dışında, otelle bağlantısı olmayan 70 metrekarelik kafeteryayı yangının çıktığı ve Bolu Belediyesi'nin ruhsat verdiği lokanta diye anlatarak, servis ederek yeni bir algı operasyonuna giriştiler.

"BU AYIBIN ALTINDA KALIRSINIZ"

Anadolu Ajansı'nı tekzip etmek, TRT'yi kanununa göre doğru bilgiyle bilgilendirmek, düzeltme istemek zorunda kaldık.

Bize kapalı zarf içinde mahcup ifadelerle savunmalar yollayan genel müdürlere şunu söylüyorum: Dünyanın hiçbir yerinde kamu yayıncılığı bir siyasi partinin aparatına dönüştürülemez. Bu ayıbın altında kalırsınız, tekrarlamayın. Gerçek; Bolu Belediyesi'nin geçen ay, bir ay önce 9 kriterden sekizini tutturmayan otele uygunluk belgesi vermemesidir.

Gerçek; 2007 yılında AK Partili belediyenin verdiği uygunluk belgesiyle 2019'a kadar kanunda yazmadığı, görevi olmadığı için AK Parti Belediyesi'nin 12 yıl o oteli denetlememiş olmasıdır.

Gerçek; söz konusu alanın Milli Park olması, Milli Park alanına yangın söndürmeye bile gitmenin belediye tarafından izne tabi olması, oraya girişin bile yasak olması, söz konusu bölgenin turizm bölgesi olması, otele işyeri açma ve çalışma ruhsatını Bolu Valiliği'ne bağlı İl Özel İdaresi'nin otele turizm işletme belgesini Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın vermesidir.

Bu iki belgeyle faaliyetine devam etmesidir. Ve bir sorun tespit edildiğinde otelin faaliyetini durduracak olanın da, bizzat Turizm ve Kültür Bakanlığı olmasıdır. Bunların içinde yine de her seferinde söyledik. Varsa ihmali olan, eksiği olan, kanunen suçu olan diyemiyoruz ama açıkça düzenlenen her şeyi gözümüzün önünde görüyoruz.

Yine de Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu ülkenin adaletine onların görevlendirdiği bilirkişilerin şahsi ve mesleki namuslarına, onurlarına güveneceğimizi söyledik. İşte 7 kişilik bir bilirkişi heyeti görevlendirildi. 2,5 gün gece gündüz çalıştılar. Ellerinde resmi görevlendirme belgesi, jandarma tutanağıyla otele girdiler, otelde çalıştılar. Jandarma'nın gözetiminde otelin güvenlik kayıtlarını incelediler. Yangının 4. kattan çıktığını, nasıl yayıldığını, eksiklikleri her şeyi not ettiler.

Bilirkişi heyetinin hazırladığı rapora müdahale etmeye çalıştılar. Çıkan raporu kabul etmemişler, 'Bakanlığı çıkarın, Bolu Belediyesini ekleyin, yangının lokantadan çıktığını yazın" demişler.

ADALET BAKANI'NA 'KORSAN RAPOR' YANITI

O raporu ben aldım, ilgili sayfalarını sosyal medyadan paylaştım. Adalet Bakanı'nı aradım telefona çıkamadı. Cumhurbaşkanı Yardımcısına ulaştım, suçlu olmayanlara suç atmaya çalışıyorlar. Elinden geleni yapacağını söyledi, kendisinin insafına emanet ettim. telefonlarına çıkmayan Bakan 'korsan rapor' demeye kalktı. Yalan diyemiyor, korsan diyor.

Yetkilendirilmemiş biri rapor yazarsa korsan olur. Bu 7 kişi Bolu Başsavcılığı tarafından belirlenen bilirkişiler. Onların raporuna korsan diyemezsin. Adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı'ndan başkası değildir.

Rapor korsan olmadığına göre ele geçiriliş yöntemine korsan diyor olabilir. Zorla ele geçirilirse ona korsanlık denebilir. Facianın sorumlularını belirten bu rapor kimsenin malı değildir ki ele geçirişimiz korsanlık olsun. Adaleti çalmanıza izin vermedik.

"CUMHURİYET TARİHİNDE BELKİ DE İLK KEZ..."

Kültür Turizm Bakanı özel bir televizyon programına çıkıp güya kendini aklamak için 1,5 saatlik yayında kendisine sorulan objektif sorulara bir gün önce paylaştığımız 5 soru da olmak üzere 12 kez 'bilmiyorum', 5 kez 'ben bilmem, bilemem', 4 kez 'bilemem, bilemiyorum' yanıtları ile 21 kez somut, net sorulara 21 kez 'ben bunları bilmiyorum' yanıtını vermiştir. Konuşmada kaçacak yeri de olmayınca başkanı Bolu Valisi olan Bolu İl Özel İdaresi'ne topu atmış 'ruhsat ve iskan yetkisi özel idarede, alanın genelinde de il özel idaresi yetkili, Turizm Bakanlığı yetkili değil' demiştir. Cumhuriyet tarihinde belki de ilk kez İl Özel İdaresi Bakan'a cevap vermiş.

Bakın, İl Özel İdaresi'nin başkanı vali, valiyi atayan valinin bağlı olduğu bakan İçişleri Bakanı, onları atayan Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'dır. Bir bakan diğer bakanın ildeki temsilcisine 'sen suçlusun' demektedir. O da ona cevaben 'İl Özel İdaresi'nin denetim gibi bir görevi yok. Burası turizm belgeli bir işletme. Bu tür yerlerin denetiminin kimde olduğu belli. Yönetmelikte her şey var. Yetkili olan Turizm Bakanlığı'dır' diye cevap vermektedir.

Şimdi '10 gün içinde suçlular ortaya çıkar' diyen İçişleri Bakanı'na da her çıktığında 'sorumlulardan hesap sorulacak' diyen Erdoğan'a da şunu söylüyorum: Sayın Erdoğan, hepimiz üzüldük ama siz yürütmenin başındasınız. Hepimizin içi yanıyor ama bu iki bakanı da atayan sizsiniz. Birbirlerini suçlayan, birbirlerini yalanlayan ve atadıkları, atadıkları şirketin, yetkilendirdikleri şirketin iki yılda bir gidip yangın güvenliği yaptığı, 15 Aralık tarihinde denetlettirdiğiniz ve eksik tespit edilmedi diye görevlendirilen şirketten yetki belgesi almış bu insanlar bir ay sonra cayır cayır yanıyorsa o otel, halen daha neyi bekliyorsunuz? Halen daha neyi bekliyorsunuz?

"PARTİNİN SIRTINA YÜK VURMAMIŞ OLURUZ"

Ben size söyleyeyim neyi bekliyorsunuz. Normalde istifa etmesi lazım. Bütün partiniz, bütün ülke bunu bekliyor. Ülkenin içinin rahatlaması, partinin de hiç olmazsa bu yükü sırtından atması lazım. Ama istifa etmiyor. Niye biliyor musunuz?