Türkiye günlerce İzmir’deki orman yangınlarını konuştu. Sözcü'den Saygı Öztürk'e konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, yaşananları tüm çerçevesiyle anlattı. Günlerce süren zorlu mücadelede ekiplerinin başında görev yapan Tugay, yangın anında yaşanan dehşeti, söndürme çalışmaları sırasında tanık olduğu olayları ve yangın sonrası yapılacak çalışmaları anlattı. Tugay, havadan müdahalenin yetersiz kalması nedeniyle yangının uzun süre söndürülemediğini vurguladı. Tugay’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtlar şöyle:
-Geçmiş olsun, yangın nasıl başladı?
Üst üste çok fazla sayıda yangın çıktı. İnsanların daha çok haberdar olduğu, daha büyük boyutlu olan Karşıyaka ve Bayraklı’nın sırtlarındaki Yamanlar Dağı ve ormanlık alanda çıktı yangın. Perşembeyi cumaya bağlayan gece çıktı. Merkeze uzak bir yerdeydi. Cuma günü sabah rüzgarla çok hızlı yayıldı. Alevlerin yerleşim yerlerine ulaşmasıyla dramatik tabloları çıktı. Çok geniş bir alana yayıldı, uzun süre söndürülemedi.
‘BÜYÜK FELAKET ATLATTIK’
CT: Yangının çıktığı bölgenin komşu olduğu 5 ilçemiz var. Karşıyaka, Bayraklı, sonra Çiğli, diğer tarafta Bornova ve Menemen. Bizzat gözümüzle yerleşim alanlarına ne kadar kolayca sıçrayabildiğini gördüğümüz için ondan dolayı büyük bir felaket atlattık diyebiliriz. Çok daha kötü bir sonuç olmamasının nedeni hem İzmir İtfaiyesi’nin hem diğer illerden gelen itfaiyelerin çalışması oldu. 10 ilden 41 araç ve 130 personel geldi.
-Yangınla ilgili devletin makamları var. Diyalog ortamı tam kurulabiliyor mu böyle bir irtibat? İlişkiler nasıl?
CT: Sıkıntı olan bölüm şu; özellikle havadan yangın söndürme ekipleri Ankara’dan idare ediliyor. Onlar idare ederken yerelde problemin ne boyutta olduğunu tam değerlendiremiyorlar. Ben bunu gözledim bu yangında. Çünkü bazı bölgelerde havadan müdahale ile kolayca söndürülebilecek yangınlara, ‘Siz buraya müdahale etmezseniz tehlikeli hale gelebilir’ dememize rağmen müdahale edilmedi. Durumu anlayamadıklarını düşünüyorum. Ne yazık ki haklı çıktık ve kolayca söndürülebilecek yangın yerleşim yerlerine sıçradı. Havadan söndürme yetersizdi. Cumartesi gecesi ve pazar sabahı etkili havadan müdahale oldu ve o zaman söndü zaten.
‘İZMİR YETERİNCE İLGİ GÖRMEDİ’
-Derdinizi mi anlatamadınız? Niye böyle oldu?
CT: Sistemde yerel makamları dinleyen bir olay yok. Burada kriz masası oluşturuldu. Oradan mesajlarımızı ilettik ama valiliğin, kriz masasının, yerel makamların yetkilileri tesir edemiyor merkezi yönetime. Kendi bildiklerince yapıyorlar. Bakan şöyle bir şey söyledi; ‘Aynı anda bir sürü yangın var, hepsine müdahale etmeye çalışıyoruz’. Gücün dağıldığını söyledi. Bu bir haklı gerekçe olabilir mi? Belki olabilir ancak sonuçlarına ve etkilenen alana baktığımızda İzmir’deki yangının ilgi görmediğe kanaatim var. Bakan bana ‘Aydın’da bir yangın var orayı görmelisiniz çok kötü durum’ gibi bir şey söyledi. Tabi ki çok üzücü ve onların da müdahaleye ihtiyacı var. Ne yapıldığını bilmiyorum ancak İzmir’deki yangının oransal anlamda daha fazla müdahaleye ihtiyacı olduğuna eminim. 4 bin 400 hektarlık alan yandı. Çok ciddi bir alan yandı. 14 bin futbol sahası diye hesaplamışlar. NASA’nın uydu görüntüleri ve Ormancılar Derneği’nden aldığımız bilgiler. Bin 600 demişti Bakan Bey ama daha sönmemişti o zaman yangın. Her şey merkezileştirdiler ya, yangınlara müdahaleyi de merkezileştirmiş durumda şu andaki hükümet. Bu da yerel yönetimin hızlı hareket etme çabasını engelliyor. Bizim belediyelerin de bu konuda daha fazla yetkili olması lazım.
-Orman bölge müdürleri de değişiyor, biraz zamansız oldu.
CT: Bir sürü şey var konuşulan. Biri; ‘Yunanistan’daki yangına müdahale etmiş hava araçları, döndükten sonra bir süre dinlenmeleri gerekiyormuş. O arada beklenmiş’ dendi. Doğruluğunu bilmiyorum ama bir sürü bilgi kirliliği var. Gözümüzün önünde olan şey kesinlikle havadan, karadan erişilemeyen yerlerdeydi yangın. Havadan söndürme çok yetersiz kaldı. O yüz-
den yangın sönemedi.
Cemil Tugay, Karşıyaka başta olmak üzere İzmir’deki tüm yangınları yakından takip etti.
Görev verilmese de itfaiye teşkilatını güçlendireceğiz
Başkanı Cemil Tugay, orman yangınlarına belediye olarak ellerini taşın altına sokacaklarını şöyle dile getirdi:
-Bu olaydan sonra ne ders alınır?
CT: Benim aldığım en büyük ders; ormana komşu olan yerleşim birimleri, sanayi bölgeleri, belediye tesisleri gibi yerlerde çok daha katı önlemler almamız gerekiyor. Bir kere her şeyden önce bize bu görevi versinler vermesinler daha fazla sorumluluk alacakmış gibi kendi itfaiye teşkilatımızı, araç-gerecimizi güçlendireceğiz. Yangın söndürme kapasitemizi artıracağız. Ancak riskli alanların doğru tespiti ve önlemlerle ilgili de bir çalışma yapmamız lazım. Bunu aslında bütün ülkede yapmamız gerekiyor. Bir mevzuata, yönetmeliğe ihtiyaç olabilir.
ELEKTRİK HATLARI KONUŞULMUYOR
2021’de Bodrum, Milas, Köyceğiz, Marmaris’te o büyük yangında biz de gitmiştik söndürmeye. Bodrum’da yerel asayişten sorumlu bir kişiye ‘bu yangın nasıl çıktı’ diye sormuştum. ‘Milas yakınlarında, Bodrum ve Milas arasında köyde trafodan çıktı’ dedi. Ondan sonra bugünlerde yaşadığımız gibi sıcak kuru bir hava, rüzgar vardı. 50 dereceyi gösteriyordu termometre. Bu ortamda yangının ilk ateşinin sebebi trafoydu. Köyceğiz’deki köylülerle konuşmuştum. Elektrik hattının tellerinden başladığını söylemişlerdi. Menderes ve Çeşme Ildırı’daki yangınların nedeni elektrik hatlarıydı. Yüzde 100 eminiz. Birini zaten Vali söyledi, Menderes’tekinde elektrik telinin koptuğunu, onun kıvılcımlarıyla ilk yangının başladığını bize Vali söyledi. Ildırı’dakini de oradaki halk çok net olarak görmüştü. Elektrik tellerinden. Kapatmışlar elektriği, bir daha açınca başka patlamalar oluyor başka yangınlar oluyor. Bunu hiç konuşmuyoruz… O tarihten bu tarihe bakıyorum hâlâ bu konuda çok az konuşan var. Yangınların epeyce bir kısmında elektrik hatları, telleri, trafolar sorumlu gibi duruyor. Özellikle çok sıcak havalarda böyle bir durum yaşıyoruz. Bu konuyla ilgili bir çalışma yapılması lazım. Yangını söndürme ile ilgili konuşuyoruz ama niye çıkıyor onu da konuşmamız lazım. Bir tarafta sıcak kuru hava, rüzgar falan doğrudur ama ilk çıkış nedenine bakmak lazım. Hep insanlar çıkarıyor diyoruz ama elektrik hatlarından da önemli ölçüde çıkıyor gibi duruyor. Bunun mutlaka incelenmesi ve önlem alınması lazım. Çok zor bir şey olmamalı. Ormanlık alandan geçen elektrik hatları düzenli olarak kontrol edilirse, yangın çıkarabilecek faktörler ortadan kaldırılırsa epey bir azalır.
-Bu kimin görevi?
CT: Büyük ihtimalle elektrik dağıtım şirketlerinin tabii. Elektrik dağıtım şirketleri ile ilgili zaten biliyorsunuz özelleştirilmiş olmaları, sonrasında bakımla onarımla ilgili çok çok problem yaşanmış olması. Normalde kamu hizmeti olan bu iş şu anda özel sektör anlayışıyla yönetildiği için pek çok şeyin ihmal edildiğine dair yaygın bir fikir var. Ben de aynı fikirdeyim. Eğer orman yangınlarına de sebep oluyorsa ilgisizlik ve hatalı yönetim bu özelleştirme şeyinin bitmesi lazım. Elektrik dağıtımının kamu hizmeti olarak devam etmesi gerekiyor.
KİMSEYİ AÇ-AÇIKTA BIRAKMIYORUZ
İBB Başkanı Tugay, yangından etkilenen insanların yardımına koştuklarını dile getirip, şunları söyledi:
“Yangınlar devam ederken gözlemlerimiz ve tespitlerimiz oldu. Acil yardım anlamında tahliye edilenleri barındırmak, gıda ihtiyaçlarını, temel ihtiyaçlarını karşılamakla ilgili epey bir şey yaptık. Yani hiç kimse açıkta kalmadı, aç kalmadı. Tabi evleri ağır hasar alan, eşyaları yanan insanlarımızın moralleri çok bozuk durumda. Onları ziyaretlerle, görüşmelerle rahatlatıyoruz. Bir taraftan da karar aldık; maddi yardım çıkaracağız. Acil bir nefes olması için. Hem direkt nakdi yardım yapacağız hem de alışveriş için bir kart yardımı yapacağız. Bunlar çok düşük rakamlar olmayacak.
AĞAÇLARI TEDAVİ EDECEĞİZ
Diğer taraftan meraları yanan köylülerimiz var. Onlara yem yardımı yaptık. Kovanları yanmış alanın ortasında kalanlar var. O kovanları taşımaya yardımcı oluyoruz. Traktörü yanan, hayvanları telef olan insanlara yardımcı oluyoruz. Yanan alanlardaki ağaçları kurtarmak için çalışma yapıyoruz. Yaşayabilecek olan ağaçları kurtarmak için orman mühendislerimiz, ziraat mühendislerimiz, botanikçi arkadaşlarımızla beraber bir çalışma yapacağız. Bunun için orman mühendisliği fakültesi ile işbirliği yapmayı kararlaştırdık. Eğer başarılı olursak bir sürü ağacı kurtarabiliriz. Yeni ağaç dikimi yükünü de azaltmış oluruz.