TÜM YEREL-SEN MYK ÜYELİĞİ GÖREVİNİ YAPIYORSUNUZ, SENDİKA OLARAK ÇEŞİTLİ YERLERDE, ÇEŞİTLİ KONULAR HAKKINDA ÇALIŞMALAR YAPIYORSUNUZ. ALDIĞIMIZ BİLGELERLE BAKTIĞIMIZDA İTFAİYECİLERİN BİRÇOK SORUNU VAR. BU HAKKINDA SENDİKA OLARAK NELER DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Öncelikle bir yangın söz konusuydu 1 aya yakın bir süreyle İzmir’in belli başlı bölgelerinde orman yangınları çıktı. Bu olaydan etkilenmen tüm hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Orman yangınında ise hayatını kaybedenlerde Allahtan rahmet diliyorum. Görevini canla başla yapan itfaiyeci arkadaşlarımıza ise biz Kahraman Ateşler diyoruz. Çünkü itfaiyeciler bizlerin giremedikleri yerlere onlar giriyorlar. Kendi canlarını bizlerin ve yaşayan tüm canlıların hayatlarını kurtarmak için feda ediyorlar. İnsanların mallarını kurtarıyorlar ancak itfaiyeciler mağdurlar. Geçen gün bir yazı paylaştık belki sizlerde görmüşsünüzdür.
“İtfaiye Teşkilatı En Tecrübeli Birimlerden Biri”
AK Parti İzmir Milletvekili Eyüp Kadir İnan, İzmir’deki itfaiyenin tecrübesizliğini ve eksikliğini dile getirmişti. Buradan sesleniyorum, hayır itfaiye teşkilatı burada en tecrübeli birimlerden biridir. Burada tecrübesizlik yok, burada personel eksikliği var. Genelde Büyükşehir Belediyelerinde, %40 altında itfaiye personeli çalışıyor. Bu da ne yapıyor? Yeterli olmuyor. Bugün düşünün Ege Bölgesinde çıkan yangın Yalova’da ki yüz ölçümüne işaret ediyor. Yani bir Yalova kadar yandı. Burada can ve mal kaybı yaşandı. Can kaybı sadece insanlar değil oradaki hayvanlarda öldü. Burada yapılması gereken şey şu eleştireceğinize lütfen destek verelim. Çevre siyasi değildir. Siyasetçinin malzemesi olabilir ama o bizi ilgilendirmez. Biz emekçiyiz, bizler memuruz. İtfaiye personelinin ya da zabıta hakları siyaset üstü bir olaydır. İtfaiye personelinin %40’ın altında çalışıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bir yazı yazılmış buna ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Büyükşehir Belediye Başkanlığına izin vermiyor. İvedi olarak bunların tamamlanması lazım. İtfaiyecilik ne yazık ki meslek sayılmıyor. İtfaiyeciliğin bir kanunu yok, itfaiyeciliğin yıpranma payı yok. Göreve gittiği kadar yıpranma payı verilir diyor.
Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey görülmemiş. Polis ve askerdeki gibi bizlerin talebi olan bir ya da üç ay yıpranma payının verilmesi. Bunun yanında İtfaiyecilerin okulları var ama ne yazık ki bir akademileri yok. Bir akademilerinin olması lazım Üniversite boyutu var iki yıllık olarak. Ancak yüksek lisanslarını yapabilecekleri akademileri olması lazım. Görevde yükselmeli için yapılan sınavlar var ancak bu sınavları A belediyesi yaparken B belediyesi yapmıyor. Liyakatsizlik var. Sendika olarak talep ettiğimiz şey ise tüm Türkiye’de eş zamanlı olarak yapılacak sınav sistemi getirilsin. Bu sınavı yapan ÖSY ise çıksın ilana desin ki itfaiyelerde görevde yükselme sınavı yapılacaktır. Tüm belediyelerde zorunludur. Bu olay belediye başkanın iki dudağı arasına verilmesin. İtfaiyelere kılık kıyafet kanunu getirilmeli. Şu anda bir veriliyor bir verilmiyor.
“İtfaiyecilik Çok Onurlu Bir Meslektir”
Bunun bir standarda bindirilmesi gerekiyor. İtfaiyecilik çok onurlu bir meslektir ve birçok sorunları vardır. Ne yazık ki bu sorunlarla ilgilenen hiç kimse yok. Bunun çözün noktası ise yerel yönetimler değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Aslında burada Milletvekillerine, Grup Başkan Vekillerine, tüm partilerin Grup Başkanlarına çok önemli görevler düşüyor. Ama şu anda yangınların söndürülmesinde ki gecikmenin en büyük sebeplerinden bir tanesi ise personel eksikliği bunun nedeni ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır.
İTFAİYECİLERLE BENZER SORUNLARININ OLDUĞU ZABITALARDA DURUMDAN ŞİKAYETÇİ. ZABITA HAFTASINA GİRİYORUZ, ZABITALAR HAKKINDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
2 Eylül’den itibaren Zabıta Haftasına giriyoruz. Öncelikle tüm zabıtaların, zabıta haftasını kutluyorum. Siyasilere de şunu söylüyorum zabıtaların haftalarını kutlamayın zabıtalara haklarını verin. Bir çiçek ile geçiştirilebilecek bir meslek değildir zabıtalık. İtfaiye mesleği gibi çok onurlu bir meslektir. Zabıtaların yıllardan beridir kanayan yaraları var. Bizim Büyükşehir’imizin, Büyükşehir Belediyelerinin ve Belde Belediyelerinin zabıtalar aynasıdır. 24 saat esasında görev yaparlar. Vatandaşlaralar birebir ilgilenirler ancak ne yazık ki haklarını yıllardır alamıyorlar. Zabıtalıkta bir meslek değildir. Zabıtanın da yıpranma payı yoktur. Zabıtaların olan okulunu da kapattılar. Zabıta mesleği ayrı bir statü alırsa, zabıta kanunu çıkar. Bu kanun çıktığı zamanda bütün kanunlara iyileştirme sağlanır.
“Zabıta Kanunu Çıkması Gerekiyor“
Bu kanunun çıkması lazım. Maktu mesailer kuş kadar kaldı. Eskiden bir maaş kadardı. Bugün neredeyse bir yemek dahi yiyemiyorsunuz. Maktu mesailerin iyileştirilmesi lazım. Bu problem ise Hazine Bakanlığıyla alakalı bir konu. Biz Tüm Yerel- Sen Genel Merkezi olarak gerek itfaiye gerekse zabıtalarla alakalı çalışmalarımızı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşımaya çalışıyoruz. Çalışma yapmaya da devam edeceğiz. Buradan ise tüm emekçilere selam gönderiyorum.
BAYRAKLI BELEDİYESİNDE BİR EYLEM SÖZ KONUSU SON DURUM NEDİR?
Bayraklı Belediyesi’nde bu eylem yeni değildir. 45, 50 gündür bir eylem söz konusu. Bu eylem kapsamında ise hafta sonu iş bırakma eylemi yaptık. Aslında daha önce yapacaktık bu eylemi ancak orman yangınlarının olduğu süreye denk geldi ve ormanlarımız yanarken işimizi bırakmayarak canla başla bu yangınların sönmesi için mücadele verdik. İrfan Başkanın tavrı hala uzlaşıdan yana değil. Yıllardır emekçinin cebine gireni ne yazık ki kesmeye çalıştı ve kesti de. Memurlar artık geçinemez durumda. Sırf Sosyal Denge Tazminatına dayalı olarak kredi çekenler var ödeyemedikleri içinde evlerine haciz gelen arkadaşlarımız var. Çok zor durumdalar. Bizde emekçinin cebine giren paranın kesilmesine asla sesiz kalamayız. Biz bu konun takipçisiyiz ve takipçisi olmaya devam edeceğiz. Gerekirse yüz gün değil bin gün eylem yaparız emekçimim hakkını alırız, alacağız da. Şube Başkanımız Murat Bekar bu konuya tepki olarak siyah çelenk bıraktı.
“Bizim yaptığımız haklı mücadeledir”
O siyah çelengi alıp çöpe attılar. Bizim yaptığımız haklı mücadeledir. Eylemlerimize burada çok büyük saygısızlık var. Yapılanları bir emekçi olarak ben kınıyorum. Orada bir eylem söz konusu. O eylemi alıp da çöpe atmak yakışmadı. Sonuçta belediye başkanı da bir emekçidir. Bir emekçi emekçiye bunu yapmaz. Bizler hala İrfan Başkanımızda bize bir adım gelmesini bekliyoruz. Geleceğini de düşünüyoruz. Burada ikili diyaloglarla müzakere ile halledilemeyecek bir konu yok. Belediye başkanımız tecrübesiz biri değil daha önce Meclis Üyeliği yapmış biri. Meclis Üyeliği yaptığı dönemde ise bizler orda Sosyal Denge tazminatı alıyorduk yani. Şimdi ne değişti de Belediye Başkanı olunca emekçinin cebindeki parayı almaya başladınız. Bize bunu söylesinler. Para yok diyorlarsa öyle bir şey yok daha geçen gün spor kulüplerine yardım edileceğini söyledi ve yardım edildi. Para ile alakalı bir sıkıntı olduğunu düşünmüyoruz. Evet bize şu söylensinler Sosyal Denge Tazminatını şu an ödeyemiyorum öbür ay ödeyeceğim desin biz emekçiler idare etmeyi iyi biliriz.
İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NE YAPILAN REFERANDUMDAN ‘HAYIR’ ÇIKTI SONRASINDA İSE BELİ BAŞLI SORUNLAR YAŞANDI BU DURUMU AÇIKLAYABİLİR MİSİNİZ?
“Tüm Bel-Sen yönetimini istifaya davet ediyorum”
İzmir büyükşehir Belediyesi’nde biliyorsunuz 3 ay gibi zamanda bir eylem yapılmıştı. Bu da Sosyal Denge tazminatlarının bir anda yeni gelen Belediye Başkanımız Cemil Tugay tarafından yasal sınıra düşürülmesiydi. Biz burada eylem birlikteliği yaptık. Bütün sendikalarla genel merkeze gittik. Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkanı ile bir görüşme yaptık. CHP Genel başkanın tavrı bizim için çok önemliydi. Sayın özgür Özel’in söylemi şu şekildeydi; bizim amacımız emekçinin cebine giren parayı almak değil, önceki belediye başkanın giderayak zam yapması. Buna engel olmaktı amacımız. Bizde, büyükşehirde böyle bir şeyin olmadığını olmamasına rağmen Kurban Bayramınınım arife günü emekçinin kurban parasına el koyuldu. Kazanılan hakkın geri alınması için mücadele edeceğimizi söyledik. 5 arkadaşımız açığa alındı. Bu 5 arkadaşımızın tekrar göreve dönmesi için toplu sözleşmeye oturursak 5 arkadaşımızın görevi iade edilecek diye yetkili sendika olan Tümbel-Sen sandık koyma kararı aldı. Kararı üye versin dedi. Eylemlere devam mı edelim? Yoksa Cemil Tugay’ın bize sunduğu 17.000 TL’yi kabul mu edelim? Bakın yanında hiçbir sosyal hak yok. Eskiden altı ikramiye vardı onun yanında Halkın Bakkalı vardı ve 14 bin TL’ydi seviyesi. Sonuç ise bu haklar emekçinin cebinden alınmış şekilde. Yapılan sözleşme de 2025 Aralık ayına kadar devam edecek. Emekçiler Tabi ki de oy kullandı. Çıkan sonuç ise hayırdı. Bu ne demek? Bizim sosyal haklarımızı gasp ettirmeyin diyor sendikaya. Ama ne yaptı Tüm Bel- Sen sendikası sandıktan çıkan iradeye saygı duymadı, gitti direk kabul etti. 17 bin TL’yi kabul ediyorum dedi. Yapılan emekçiye çok büyük saygısızlıktır. Burada ben olsaydım istifa ederdim. Neden? Sen yetkili sendikasın, senin temsil ettiğin üyelerinin kararı hayırdı ama sen emekçilerin oyunu tanımıyorsun evet diyorsun.
Ben buradan Tüm Bel-Sen yönetimini istifaya davet ediyorum. Yetkilerini kullanamıyorlarsa emekçinin hakkını gözetemiyorlarsa biz ikinci yetkili sendika olarak emekçinin hakkını söke söke almasını biliriz. Buradan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay’a sesleniyorum ortak akılla ile sendikalarla birlikte yol yürümeye davet ediyorum.
9 Eylül’ün iki önemli yeri var biri yaşamış olduğumuz kentin kurtuluş yıl dönümü biri ise Siz değerli emekçilerin sendikasının kuruluşunu yıl dönümü, TÜM YEREL-SEN’in doğum günü kutluyor sözü size bırakıyorum.
Buğra Bey çok teşekkür ederim öncelikle bizim sendikamızı ve sesimizi İzmir’de siz ve sizin gibi değerli basın mensupları duyuruyorlar. Çok sağ olun emeklerinize ve yüreklerinize sağlık. 9 Eylül bizim için çok önemli bir tarih. Öncelikle güze İzmir’in kurtuluşu ve sendikamızın da 11. Yıl dönümü. Sendikamız Emek, Vatan ve Cumhuriyet şiarı ile bir çift mavi gözün ışığında 9 Eylül’de kurulan bir sendikayız. Tüzüğümüzde ise Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleri ve Cumhuriyet değerleri yer alır. Bunlar tüzüğe yazan tek sendika olmanın gururunu da yaşıyoruz. Örgütlü mücadelemiz her geçen gün büyüyor. Artık 11 yaşında oldu. Burada çok büyük bir emek mücadelesi var. Bu sendikayı ilk kuran genel başkanımız ve MYK üyelerimize, o zamandan bu zamana kadar emek veren tüm ağabeylerime, tüm yol arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. 9 Eylül 2013’de 5 kişi ile kurulan sendikamız şimdi ise sayımız 27 bin 800’leri buldu. Bu çok büyük bir başarı. Atamızın bize verdiği güçle hedeflerimizi daha ileriye taşıyacağız.