Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Başdanışmanı Engin Özkoç ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın bir asansör firması üzerinden CHP’li belediyelerde kişisel rant elde ettikleri iddialarını gündeme geldi.
Parti tüzel kişiliği, bu iddiaları gündeme getiren CHP’den ihraç edilmiş olan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ve yine CHP’den ihraç edilen Menemen Belediyesi eski Başkanı Serdar Aksoy ile Sabah Gazetesi köşe yazarı Mahmut Övür hakkında suç duyurusunda bulundu.
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, KRT TV’de katıldığı programda iddialar hakkında açıklamalarda bulundu.
AND ŞİRKETİ’NİN BAŞINDA İSE ŞARKICI İZZET YILDIZHAN VAR
Özkan iddialarla ilgili yaptığı açıklamada, “Bugüne kadar asansörde kırmızı, mavi, yeşil denetleme formu olduğunu dahi bilmiyordum. Ne ben ne Engin Bey anlar. Royal diye bir şirket var. Piyasanın en büyüğü… Başındaki arkadaş AK Partili… Bu AND Şirketi’nin başında ise şarkıcı İzzet Yıldızhan var. AK Partili belediyelerin de MHP’li belediyelerin de işlerini yapmış bir firma… Bizim bunlarla bir ilişkimiz, partiyle bir ilişkisi yok” dedi.
O ŞİRKETTE BİR TEK ÇAY İÇMİŞLİĞİM VARSA DÜNYANIN EN AŞAĞILIK İNSANI BENİM, DERHAL İSTİFA EDERİM
“Peki bu firma ile niye yan yana getiriliyorsunuz?” sorusuna ise Özkan, “Bunun sebebi bizi karalama, partiye suç yükleme. Bu uzunca süredir yapılan kara propaganda çalışması… Şirket orada, hesapları incelersiniz. Bizim hesaplarımız burada. Böyle zırvalık, alçaklık olur mu? Her kurultay öncesi 3 yıldan beri aynı zırıltı. Aynı yalanlar söyleniyor. Serdar Aksoy bunu söyledi ya; hemen katıldığı yayını birileri bunu bütün delegelerimize, üyelerimize gönderiyor. Benim duruşumdan korkuyorlar. Bizim olduğumuz yerde hırsızlığa izin vermeyiz. Oraya Tuncay Özkan değil, eyyamcılar olsun istiyorlar. Bunlar geçmişle değil gelecekle ilgili hesap yapıyorlar. Hırsızlıklarının önünü açmak istiyorlar. Mücadele yeni başlıyor. Atatürk’ün askerleri yılmazlar. Partinin açıklaması ortada… Bu alçaklıktır. Yalan bunların tamamı, yalancılar, palavracılar! İspatlayın şimdi… O şirkette bir tek çay içmişliğim varsa dünyanın en aşağılık insanı benim, derhal istifa ederim. Mahmut Övür… CHP’yi karalayan, gazeteci de demiyorum öyle bir adam… Övür’ün mafyanın fotoğrafçılığını yaptığını anlatmaya başlarsam çok eskilere gideriz. İnsanların ikinci hayatlarına şans tanımak lazım. Sürekli aynı yalanlarla gelmek olur mu? Dava açıyoruz, Süleyman Özışık vefat etti. Ne deli saçması işler yaptı. Kardeşi nedeninin AK Parti’ye yaranmak olduğunu kardeşi açıkladı. Rahmetli oldu kendisi… Davamız sürüyor, rahmetli olunca düştü” açıklamasını yaptı.
POŞETLER BİZDEN ÖNCEKİ ZİYARETTE KONULMUŞTU
Bir belediye başkan ziyaretinde AND şirketinin poşetlerinin bulunması ile ilgili olarak kendilerinin itham edilmesi hakkında konuşan Özkan, “Bizden önce arkadaşımız gelmiş poşet bırakmış. Asansör şirketinin genel müdürü bizi eski İstanbul il başkanımız Bahri Şahin. Ben Royal, AK Parti’nin şirketi diyebilir miyim? Bu olabilir mi? Ne alakası var bizimle? Bizi etkiliyor bu. Kendileri için iş topluyor diyorlar. Parti etkileniyor bundan ve olaya müdahale etti. Parti gerçeği biliyor. Bizim bununla ilişkimiz olmadığını genel başkan, parti organları biliyor. Bu zırvalarla zaman kaybedecek değilim ama bu konuyla ilgili çok yönlü araştırma yapıyorum” şeklinde konuştu.
BU NAMUSLULARLA NAMUSSUZLARIN ARASINDA BİR SAVAŞ…
Serdar Aksoy’un katıldığı bir yayında, "Tuncay Özkan hakkında İzmir Körfezi'ne bakan, 1800 villa yapmayı planladığımız, 1.5 milyon metrekarelik çok değerli bir arazi vardı. Tuncay Özkan, bu araziyi de istedi" iddiasında bulunması ile ilgili olarak Özkan şu yanıtı verdi:
“Bazı yargıçlar ve savcılar bunların önünü açıyor. Bizlere küfür etmek serbest… Ağır eleştiriye tahammül eder siyasetçi ama iftiraya niye tahammül edeceğim? Seyrek diye bir yer var. Seyrek diye bir yer olduğunu ise yeni öğrendim. Ranta en açık yermiş. Altı tarihi eser, üstü doğal sit. Orayı yapılaşmaya açmak cinayet… Bu arkadaş planlama yapmış. Görevden alındığı için satış yapılamamış, görevden alınınca belediye AK Parti’ye geçmiş. Ve satış gerçekleşmiş. Bu bir cinayet… Kendisi planladı. Şimdi de ihanet diyor. Ankara’da toplantı yaptın. İzmir’de toplantı yaptın. Mahkemelerde HTS kayıtlarında hangi milletvekilleri ile ne yaptığını ortaya koyacağım. Hangi eski belediye başkanı ile toplantı yaptığını, görüştüğünü ortaya koyacağım. İlgilenmediğim bir şeydi, ama gördüm ki ilgilenmek gerekiyor. Arkadaşlar unuttu ama ben araştırmacı gazeteciyim. Hepsini ortaya koyacağım mahkemede… Bütün yalanları ve iftiraları hepsini mahkemeye vereceğiz. Seyrek’teki arazi 1,5 milyon metrekare arazi… Tuncay Özkan oradan arazi aldı dedi, ispatlamayan şerefsizdir. Bunların hesabını verecek. Benim mülküm yok, mülksüz yaşıyorum. Ben 40 yıldır itibar biriktiriyorum. Benim yaşam felsefem var. Mahkeme dilekçemde Tapu Kadastro’ya sorularak satın alanları tek tek çıkartıp koyacağım. Benim çakıl taşım yoktur. İspat etmeyen namerttir. Ben Atatürk devrimcisiyim, utanırım bunlardan. Ben onların ağababalarını elimin tersiyle ittiğim için 6 yıl Ergenekon’dan yattım. Bana kara çalmak için anlaştığı kimse çıkıp anlatacak. Parti içinden de olabilir, dışından da olabilir. Açıklayacak. Bu namuslularla namussuzların arasında bir savaş… Bu Mustafa Kemal’in askerleri ile it oğlu itlerin savaşı! Bu kişiler partiden yada parti dışından olsun. Hepsiyle hesaplaşacağız. Her konuştuğu ile ilgili dava açıyorum. Kendisi ile ilgili parti tahkikat komisyonu kurdu. Partiden ihraç edilince arkadaşlarıma ‘benimle ilgili bir iddia var mı?’ diye sordum, yok dediler. Rapor ortada…”
AKSOY’U HAYATIMDA İKİ KEZ GÖRDÜM
Aksoy ile iki kez karşılaştığını söyleyen Tuncay Özkan, “Aksoy’un hikayesini anlatayım: Deniz Demir ve Hasan Ünal tarafından benim odama getirildi. Kulis çalışmaları… İlk kez orada gördüm. Ben ‘ilçe başkanımız Ömer Türkmen’i destekliyorum’ dedim. Sonra arkadaşımız adaylaştı. Erol Bektaş, Engin Bey, Mehmet Çakmak Bey Menemen Belediye Başkan yardımcısıydı, AK Partili meclis üyelerinin de bulunduğu bir ziyaret gerçekleştirdik. Oradan çıktık, Çiğli’ye gittik. Hayırlı olsun dedik. O ziyarette gördüm ikinci kez kendisini. Onun dışında onu görmedim, tanımıyorum. İki kez Menemen’e gittim. Kubilay anması vardı, bir de hayırlı olsuna gittim” değerlendirmesini yaptı.
GÖKTAŞ’IN YANINA BİRLİKTE GİTTİĞİN VEKİLİ AÇIKLA!
Aksoy’un "Ankara'da Levent Göktaş ile görüştüm. Bana 'Tuncay Özkan'ın senden bazı talepleri olacak' dedi. AND Asansör firmasına iş vermemi istediler. ANKA ve KRT için her ay para talep ettiler. Bizi haraca bağladılar” açıklamasına ise Özkan şöyle yanıt verdi:
“Levent Göktaş’ı beni devlet tanıştırdı. 2008’de cezaevine girdim Ergenekon’dan… 5-6 ay sonra Levent Göktaş geldi. Aynı davadan yargılandık. Ondan önce hiçbir irtibatımız olmadı. FETÖ’cü hakimler bile onunla benim aramdaki irtibatı araştırdılar, bulamadılar. Tanımıyorum kendisini, o da beni tanımıyor. Cezaevi dönemlerinden tanıdığım kadarıyla vatansever, namuslu bir adam… Ben Aksoy’u kimseyle tanıştırmadım, iki kez dışında görmedim, onunla yan yana gelmedim, beni şunla tanıştır demedi bana… Şu an milletvekilliği yapan biriyle gittim dedi. Beni açıklıyorsun, onu niye açıklamıyorsun? Söyle onun da adını. Ben biliyorum ama şu an söyleyemem buradan… Mahkemelerde söyleyeceğiz. Yanında kim olduğunu söyleyesin, biz de onlara soralım. Bir gölge boksunun içine çekilmek istiyoruz, ben buna gelmem. Zaman Gazetesi’nin yurt dışı ekibi var yazıyorlar, Özkan ile Hamlebitoğlu cinayeti. O tarihte ben İstanbul’daydım. TV’nin başındayım, delirmiş olmalılar. Kuduzun aşısı mahkemedir. Oraya gittik. Her şey ortaya çıkacak. Alacağı krediden, gideceğinden, kimle gittiğinden, yaptığı görüşmeden, Göktaş ile ne konuştuğundan bilgim yoktur. Levent Göktaş böyle bir olay olmadı, yalan söylüyor diyor. Kendisini bana getiren Hasan Ünal var meclis üyesi. Dün bana mesaj attı. Söylediklerinin yüzde 90’ı yalan, tanıklık yapmak istiyorum diyor. Oranın kamera kayıtları var. Kiminle görüştüğü ortaya çıkacak. Bugünün teknolojisi ile her şeyi saklamak mümkün mü? Onunla benim Bayraklı’da, Çukurambar’da HTS kaydım çıkarsa kabul ediyorum. Bu iftiralarla beni yolumdan çeviremezler. Mustafa Kemal’in askeriyiz biz. Parti bize paspas olacaksın der sildiririz. Ama düşmana, alçağa değil. Ayağına turabiyiz bu partinin.
Ben her yerde 12 medya grubunun adını söyleyerek buralara abone olun, reklam verin dedim. Birgün’den, Yeni Çağ’a, ANKA’ya kadar söylüyorum zaten. Ben genel başkan yardımcısıyım. Yeni Akit desteklenirken kamu ilanları buraya yağdırılırken gittiğimiz yerlerde bunları destekle deyince mi suç oluyor. Ben demokrasi istiyorum. Medyayı desteklerim, her türlü katkıyı sunarım. Hukukun dışına çıkmam. Eşkıyaya, teröriste bir şey istemedim. Özgür medyanın temsilcilerini destekleyin dedim. Kendisi yapmamış. Reklam verin, abone olun dedim. Kim demokrasi, özgürlük istiyorsa Tele 1, Sözcü, KRT dahil doğru dürüst yayıncılık kim varsa destek olsunlar. Her türlü alçaklığın içinde yer alıyorlar.
En temizlerini bekliyorum karşılarına. Çapulcularını çeksinler. Ben yağmur duasına çıkacağım ama üzerime çamur sıçrayacak diye korkacağım. Ben çamurdan pislikten, iftiradan korkmam. Bize siyaset yaptırmayacaklarmış (Gülerek) Köpeklerin duası kabul olsa gökten kemik yağarmış. Yolumuza devam edeceğiz.