Kentin deprem direncini ve vatandaşın konut hakkını öncelikleyen bir belediyecilik vizyonu ortaya koyan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Buğra Gökce, giderek derinleşen barınma krizine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Asgari ücret ile geçinen bir kişinin ev sahibi olabilmesi için 15 yıl yemeden içmeden çalışması gerektiğini belirten Gökce, şehirlerin halk için değil rant için yönetilmesi nedeniyle vatandaşın konut hakkının korunamadığını söyledi. Göreve gelmesi durumunda en büyük önceliğinin kentin deprem direncini artıracak politikalarla sosyal konut üretip halka sunmak olacağının altını çizen Gökce, akılcı ve somut önerilerle merkezi idareyi de harekete geçmeye çağırarak konut krizini hafifletmek için çalışacağını kaydetti. Gökce, “Yerinde ve tarihi dokuyu koruyarak hayata geçireceğimiz kentsel dönüşüm projeleriyle İzmir’in hem deprem direnci artacak hem de sosyal konutlarla halkımız biraz da olsa nefes alacak. Sorumluluğumuzu da İzmir’in gücü ve imkanlarıyla yapabileceklerimizi de biliyoruz” vurgusu yaptı.
15 YIL YEMEDEN İÇMEDEN ÇALIŞMASI GEREKİYOR!
Konut sahibi olmanın lüks değil anayasal bir hak olduğunu dile getiren Büyükşehir Aday Adayı Buğra Gökce, “Gençlere, çalışanlara, emeklilere konut almak hayal oldu. Açık kaynak verilerine göre İzmir’de 100 metrekare bir evin ortalama satış fiyatı 3 milyon 039 bin liraya çıktı. Bir asgari ücretlinin ev sahibi olabilmesi için tam 178 ay yani yaklaşık 15 yıl yemeden içmeden çalışması gerekiyor. Asgari ücretin yüzde 50 üstünde maaş alan biri yemese içmese 119 ayda yani 10 yılda konut sahibi olabiliyor. Konut sahibi olmak lüks değil haktır. Devlet vatandaşların konut hakkını korumak zorundadır. Bugün karşı karşıya olduğumuz krizin en önemli sebebi anayasada yer alan bu hakkın korunmaması, şehirlerimizin halk için değil rant için yönetilmesidir” ifadelerini kullandı.
KONUT KRİZİNİ HAFİFLETMEK İÇİN ÇALIŞACAĞIZ
Kentin deprem direncini artıracak politikalarla sosyal konut üreteceklerini söyleyen Gökce, “Bizim en büyük önceliğimiz İzmir’den başlayarak konut hakkını koruyacak, şehirlerimizin deprem direncini artıracak politikalarla sosyal konut üreterek halkımıza sunmak olacak. Bir seferberlik ruhuyla, İzmir’in tüm gücüyle, merkezi hükümeti de akılcı ve somut önerilerle harekete geçmeye çağırarak konut krizini hafifletmek için çalışacağız. Yerinde ve tarihi dokuyu koruyarak hayata geçireceğimiz kentsel dönüşüm projeleriyle İzmir’in hem deprem direnci artacak hem de sosyal konutlarla halkımız biraz da olsa nefes alacak. Sorumluluğumuzu da İzmir’in gücü ve imkanlarıyla yapabileceklerimizi de biliyoruz. İzmir için de Türkiye için de çalışacak, birlikte başaracağız” açıklamasını yaptı.